Eyüp Kaçar

Semavi 3 dinde anlatılan Yusuf ile Züleyha destanını kaleme alan rahip Musa’nın anlatımında  Diyarbakır’ın Eğil ilçesini ilişkilendirildiği bildirildi.

İbrahimi dinler olarak da adlandırılan 3 semavi din olan Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta Yusuf ile Züleyha geniş olarak anlatılır. Tevrat, İncil ve Kur’an’da geniş yer alan, Yusuf ile Züleyha Kur’ân-ı Kerîm’de  ‘’ahsenü’l-kasas’’ (kıssaların en güzeli) diye nitelenen müstakil bir surede anlatılıyor.

Türk ve Fars edebiyatları yanında Keşmir, Afgan ve Urdu edebiyatlarında da Yûsuf ve Züleyhâ, Kıssa-i Yûsuf, Yûsuf u Züleyhâ, Yûsuf ile Zelîhâ gibi adlar altında mesnevi şeklinde kaleme alınan hikâye, türkülere, şiirlere ilham kaynağı oldu.

ÜÇ DİNİN İZLERİNİ TAŞIYOR

İznik konsülüne katılan Rahip Teodoto, Rahip Musa ve Efesli Yuhanna’nın Eğil’de yetiştiği  ve bu isimlerin Hıristiyan dünyası için evrensel bir değer taşıdıkları belirtildi.

Üç dine ait izlerin bulunduğu Eğil’in tarihinde önemli bir merkez olduğu ifade edildi. Özellikle ilçede ortaya çıkarılan pagan döneminde iki ayrı mezardan birleştirilerek ve genişletilerek oluşturulan mağara kilisenin büyük önem arz ettiği bildirildi.

YUSUF İLE ZÜLEYHA DESTANI

Veci̇hi̇ Hoca

Dicle Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vecihi Özkaya, cegamedya'ya yaptığı açıklamada, Rahip Teodoton'un İznik Konsülüne katılışı ve Süryanice Destanların Eğil ile ilişkilendirilmesinin önemli olduğunu vurgu yaptı.

Bugün, geçmişten gelen tarihi ve dini değerlerin, farklı dönemlerdeki topluluklar tarafından yeniden şekillendirilip sahiplenildiği bir sürecin yaşandığını kaydeden Özkaya, bu bağlamda, Eğil'in önemi ve kutsallığının, farklı kültürler ve inanç sistemleri tarafından zaman içinde vurgulandığını hatırlattı.

Eğil'in tarihi ve dini öneminin, farklı inanç sistemleri tarafından da günümüzde değerli görülen bir toprak olarak öne çıktığını anlatan Özkaya, Eğil'in tarihi, Süryanice destanlarda da yer bulduğuna değindi. Özkaya, şöyle devam etti:

''Örneğin bugün rahip Teodotonun İznik konsülüne katılmasının yanı sıra Rahip Musa'nın, Süryanice kaleme aldığı  Yusuf ile Züleyha destanında, Eğil ile ilişkilendirilmesi ayrı bir önem arz etmektedir. ‘’

Özkaya, bölgenin dini ve kültürel önemini vurgulayarak, Eğil'in sadece bir coğrafi konumdan öte, farklı inanç sistemlerinin de odak noktası haline geldiğini gösterdiğini söyledi.

‘’Anadolu'nun inançları ve kültürel mirası arasında önemli bir köprü olan Eğil, Asur döneminden günümüze kadar farklı inanç sistemleri tarafından değerli görülmüş bir bölge olmuştur’’ diyen Özkaya, bu durumun, Eğil'in kaya kiliseleri gibi somut belgelerle desteklenerek günümüzde de tarihi ve dini bir zenginlik olarak varlığını sürdürdüğünü ortaya koyduğunu bildirdi.

Özkaya, bölgeye yönelik artan ilgi ve tarihi değerlerin yeniden keşfedilmesiyle birlikte, Eğil'in eski kimliğiyle bağlantılı bir ziyaret alanı olarak daha da önem kazandığının gözlemlendiğini kaydetti.

''Bölgenin kültürel ve tarihi zenginliğine olan ilgiyi artırmakta ve ziyaretçilerin dikkatini çekmektedir'' diyen Özkaya, Eğil'in bu tarihi ve kültürel mirasıyla ilgili yapılan çalışmalar, bölgenin geçmişine odaklanarak günümüzde de yaşatılmasını ve ziyaretçiler için çekici bir destinasyon olmasını sağlayacak nitelikte olduğunu ifade etti.

‘’ANADOLU İNANCININ ÖNEMLİ TEMSİLCİSİ’’

Özkaya, önemsenen ve kutsanan değerler, dini anlayışlar, topluluklar değişmiş olsa bile dönemine uygun ruhla yeniden biçimlendirildiğini, yeniden sahiplenildiğini söyledi.

''Görünen o ki, Asur’un önemsediği, Hıristiyan’nın önemsediği, bugün günümüzde Müslüman’nın da önemsediği bir topraktır'' diyen Özkaya, bu anlamıyla Eğil'in bölge inancının ya da bölge özelinde Anadolu inancının önemli temsilcilerinden birisi olduğunu ve bunun somut belgelerinin ise ''kaya kilise'' olduğıunu ifade etti.

Özkaya, Eğil'i eski kimliği ile bağlantılı bir ziyaret alanına çevireceklerini bilirdi.

Editör: NAZMİ KAHRAMAN