TBMM Genel Kurulu'nda İsveç'in NATO'ya katılım protokolünün onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun teklifi görüşmelerinde meclise hitap eden HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, “İslam düşmanı olan bir devletin NATO’ya alınması İslam karşıtı anlayışın NATO’da güçlenmesi anlamında kuvvetle muhtemel bir durumdur.” dedi.
“İNSANLIK DEĞERLERİ VE ADALETİN TESİSİ”
İsveç’in dünya değerleri ile uyuşmayan bir devlet olduğunu belirten Demir, “Bu tür olaylar Türkiye açısından, dünya açısından ve özellikle insanlık açısından ciddi sonuçları olan meselelerdir. Dolayısıyla bu meseleleri konuşurken, bu meseleleri oylarken, bu meseleler hakkında karar alırken iyi düşünmek, sonuçlarını gözden geçirmek gerekir. Dünya genelini ilgilendiren özellikle bu tür ciddi olaylar açısından meşruiyet meselesini biz çok ciddi anlamda önemsiyoruz. Meşruiyet dediğimiz şudur: İnsanlık açısından, insanlık değerleri ve adaletin tesisi anlamında bu tür olayların bize göre meşru olması lazım. Eğer meşruiyet durumuna bakacak olursak İsveç'in dünya değerleriyle ne kadar uyuştuğu hepimizce malumdur. Dünya insanlarının üçte 1’inin değerleri, inancı ve kutsal kitabıyla alay eden, hakaret eden, devlet protokolüyle, devlet güvenliği, devlet koruması altında bunlara saldırmasına müsaade eden bir anlayışın, bir devlet düzeninin, bir devlet anlayışının insanlığa, adaletin tesisine ve insanlık değerlerine ne kadar uyumlu olduğu hepinizce malumdur.” ifadelerini kullandı.
“İSVEÇ’İN NATO’YA ALINMASI YAKIN VE UZUN VADEDE TÜRKİYE ALEYHİNE DÖNECEKTİR”
İsveç’in NATO’ya alınmasının ileride Türkiye aleyhine olacağını vurgulayan Demir, “İsveç’in NATO’ya alınması her ne kadar kısa vadede Türkiye açısından faydalı olarak görülüyor ise de yakın bir dönem için batıdan gelebilecek baskıları azaltma anlamında bir sonuç doğuracak olsa dahi yakın ve uzun vadede bunun Türkiye aleyhine döneceği kuvvetle muhtemel bir durumdur. Çünkü Türkiye halkı Müslüman bir halk; Müslüman, İslam ümmetiyle içli dışlı olan, İslam ümmetinin bir parçası olan bir toplum. Ve İslam düşmanı olan bir devletin NATO’ya alınması, İslam karşıtı anlayışın NATO'da güçlenmesi anlamında kuvvetle muhtemel bir durum.” ifadelerini kullandı.
“NATO İSLAM DÜŞMANLIĞINI ESAS ALAN BİR KONSEPTE DÖNÜŞMÜŞTÜR”
NATO’nun genel durumunun bir kez daha gözden geçirilmesi gerektiğini düşündüklerini söyleyen Demir, “NATO, özellikle soğuk savaşın bittiği süreçten sonra yeni bir konsepte geçti. Bu konsept, özellikle İslam düşmanlığını benimseyen bunu esas alan bir konsepttir. 11 Eylül saldırılarını bahane ederek dünyanın her tarafında İslam'a saldıran, Müslümanlara saldıran, Müslümanların değerlerini yağmalayan, İslam ülkelerini, İslam şahsiyetlerini, İslami partileri ya teröre destek veren ya da bizzat terörist olarak fişleyen bir süreç işledi. Afganistan’ın durumu ve sonraki süreç hepimizce malumdur. Dolayısıyla böyle bir konsepte sahip NATO’nun aslında dünya açısından çok ciddi bir tehdit haline geldiğini düşünüyoruz. NATO konseptinin bu anlamda bir kez daha gözden geçirilerek NATO'ya yönelik alınacak kararların bu anlamda bütün sonuçlarıyla ciddi anlamda değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.
“ABD VE MÜTTEFİKLERİNİN LEHİNE OLABİLECEK HİÇBİR ŞEYİN MECLİS’TEN GEÇMESİNİ UYGUN GÖRMÜYORUZ”
Demir, Her platformda, her ortamda özellikle Türkiye karşıtlığını, İslam düşmanlığını açık ve aleni bir şekilde işleyen, anlatan özellikle batı zihniyetini batı emperyalizmini ön plana çıkaran ve her yerde zikretmekte bir beyis görmeyen bir anlayışın Amerika Birleşik Devletleri ve müttefiklerinin lehine olabilecek hiçbir şeyin bu Gazi Meclis’ten geçmesini uygun görmüyoruz. Hür Dava Partisi olarak bunun yanlış olduğunu düşünüyoruz. Bunun bu anlamda ciddi olarak sonuçları ile beraber düşünülmesi gerektiğini bunun daha faydalı olacağını düşünüyoruz.” diye belirtti.
NATO’NUN TAVRI
“NATO’nun özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri, başta İngiltere olmak üzere, dünyada onların çıkar ve menfaatlerinin jandarmalığını yaptığını hep beraber görüyoruz. NATO’nun dünyada adaletin tesisi anlamında eğer bir karşılığı olsaydı Filistin’de bugün yaşanan vahşete, yaşanan katliama, her gün 300-500 kişinin katledildiği bir sürece NATO’nun sesi çıkacak, bunlara sahip çıkma anlamında Siyonist işgal rejimine bir baskı uygulayacak ve bu katliamları durdurmaya yönelik bir adım atacaktı ama hiçbirimiz böyle bir şey görmedik. Sonuç olarak Batı’nın Türkiye’ye karşı şantaj ve baskılarının boşa çıkarılması anlamında dahi olsa bu Gazi Meclisten bir “hayır” oyunun çıkmasının çok daha hayırlı olacağını düşünüyoruz.” dedi.