Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, önemli bir tehdit haline gelen kahverengi kokarca zararlısı hakkında açıklamalarda bulundu.
Kahverengi kokarcanın, başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, Trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan gibi ülke ekonomisi için stratejik öneme sahip bitkilere zarar verdiğini belirten Bayraktar, "Fındıkta Karadeniz Bölgesi illerinde bu yıl yüzde 25’lere varan oranlarda zarar tahmin ediliyor. Zararın boyutları üreticilerimizi mağdur ediyor. Bu hastalık nedeniyle randımanın 30-35’e kadar düşmesiyle bazı üreticilerimiz fındığını satamadı."dedi.
"Tedbir alınmazsa vereceği zarar yüzde 75'i bulabilir"
Karadeniz Bölgesinin ekonomisinin büyük bölümünün fındığa dayalı olduğunu ve 500 bin ailenin doğrudan üretici olduğunu anlatan Bayraktar, şöyle dedi:,
"On binlerce aile ise fındık nakliyesi, işlenmesi, ticareti ve işçiliğinden geçimini sağlıyor. Yıllara göre değişmekle birlikte dünya üretiminin yaklaşık yüzde 62’sini ihracatının ise yüzde 61’ini ülkemiz karşılıyor. Tedbir alınmadığında bu zararlının vereceği zararın yüzde 50 ila 75 arasında olduğu göz önüne alındığında, fındıkta 12,8 milyar lira olan üretim değerinin 6,4 ila 9,6 milyar lirasının ve 2,1 milyar dolara varan ihracat değerinin 1,1 ila 1,6 milyar dolarının tehdit altında olacağı bilinmelidir. Acilen tedbir alınmazsa bu zarar daha da yüksek oranlara erişecek. Çok önemli bir ihraç ürünümüz fındıkta gelecek yıllarda kötü sonuçlara yol açabilecek bu zararlıya gereken hassasiyet gösterilmelidir. Fındığa taraf olan her kesim topyekûn olarak mücadeleye katılmalıdır. Zararlının daha fazla yayılmaması için gereken çalışmalar artırılmalıdır. Yoğunluğun olduğu yerlerde, Tarım ve Orman Bakanlığı İl ve İlçe Müdürlükleri, Ziraat Odalarımız ve üreticilerimiz bu yoğunluğu ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları ivedilikle başlatmalıdır. Ziraat Odalarımız bu konuda gerekli faaliyette bulunmaya hazırdır."
Doğu Karadeniz Bölgesi dışında Batı Karadeniz ve Marmara Bölgelerinde de kahverengi kokarcanın varlığının tespit edildiğini belirten Bayraktar, çiftçilerin bu zararlıya karşı acil olarak tedbir alınmasını istediğini, ülkenin en önemli ihraç ürünlerinden olan ve 2,1 milyar dolar döviz kazandıran fındığın geleceği için biran önce harekete geçilmesini istedi.
"Gürcistan'da verdiği zarar yüzde 75'e ulaştı"
Kahverengi kokarcanın dünyada 300’den fazla bitki türüne zarar verdiğini anlatan Bayraktar, "Gürcistan’da fındıklara kahverengi kokarcanın verdiği zarar oranının yüzde 75’e ulaştığı biliniyor. Kahverengi kokarca özellikle meyvelerde şekil bozukluklarına, mısır ve soyada dane kaybına neden olurken, fındıkta boş, şekilsiz ve lekeli ürün oluşumuna neden olduğundan verim ve kaliteyi düşürüyor. Elmalarda hem içten hem dıştan zarara, kivide dış kısmında lekelenmeye, meyve içinin tadında acılığa sebep oluyor.”dedi.
Tuzaklar kuruldu
Kahverengi kokarca ile yapılan mücadelelerden de bahseden Bayraktar, bu konuda da şunları söyledi:
"Ülkemize 2017 yılında Gürcistan sınırından girdiği tahmin edilen kahverengi kokarca için Tarım ve Orman Bakanlığınca 2018 yılında çalışma başlatılarak karantina tedbirleri uygulanıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesinde feromon tuzaklar ile kontrol çalışmasını yapıyor. Ziraat Odalarımız ise, Tarım ve Orman il/ilçe müdürlükleri ile koordineli bir şekilde yayılım alanlarını belirlemek için feromon tuzak dağıttı, bu tuzaklar asıldı ve belirli aralıklarla kontrol ediliyor.
Karadeniz Bölgesi’nin coğrafi olarak engebeli olması ve fındık bahçelerinin dik alanlarda bulunması sebebiyle çiftçilerimiz zararlının görüldüğü alanlara teknik talimatlara uygun bir şekilde müdahale edemiyor. Ayrıca çiftçilerimizin mücadele dönemlerinde orada bulunması güç olduğundan, zirai mücadelenin yeterli ve zamanında yapılmaması sorun yaratıyor.
Ülkemizde de diğer ülkelerdeki gibi kayıplara ulaşmadan, başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere popülasyonun yoğun olduğu bölgelerde, gerek kışlaklarda ve gerekse kokarcanın ürünlere zarar vermeye başladığı aylarda gerekli tedbirler alınmalıdır.”