Özgür Ayaydın
Lice ilçesine 1924 yılında Kaymakam olarak atanan Asım bey, çıkan Kürt isyanda hamile eşi Sehavet hanım ve 2 yaşındaki kızı Selma ile isyancılar tarafından kaçırıldı. 2 bin metre yükseklikteki dağlarda gezdirilirken, attan düşen Sehavet hanımın erkek bebek dünyaya getirdiği doğumu güçlükle yapılırken, kötü bir durum daha fark edildi. Çünkü annenin sütü de gelmemişti.
- Kaçırıldığı için ''Gazi'' adı verildi
Bu nedenle bebeğin konaklama için gidilen dağ köyleri ve mezralardaki kadınları tarafından emzirilmek suretiyle hayatta kalması sağlandı. Aylarca süren bu zorlu şartların ardından kaymakam Asımbey ve ailesi isyancılar tarafından serbest bırakılırken, bu yaşananlar dolayısıyla söz konusu bebeğe ''Gazi'' adı verildi.
Bu bebek, daha sonraki yaşamında 50 yıl İsviçre'de, 20 yıl da ABD'de görev yapan ve sağlık alanında üstün başarı göstererek, Amerikan Cerrahlar Birliği tarafından "yüzyılın cerrahı" unvanını alan Gazi Yaşargil'den başkası değil.
Bugün 98 yaşında olmasına rağmen insanlık için hala büyük çaba gösteren Prof. Dr. Gazi Yaşargil, bugüne kadar yaptığı ameliyatlarla hastalarının yaşama tutunmasını sağlarken, binlerce bilim insanının da yetişmesine katkı sundu.
- İsmi Diyarbakır'daki hastaneye verildi
Türkiye'ye 10 yıl önce dönen ve o günden bu yana Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde cerrahi çalışmalarına, derslere, konferanslara, laboratuar çalışmalarına ve mesleki yayınlara devam eden Gazi Yaşargil'in ismi Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesinie verilerek Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak değiştirildi.
- "Beni Kürt olarak biliyorlar"
O dönemki röportajında Lice'de dünyaya gelmesi dolayısıyla çoğunlukla'' Kürt'' olarak bilindiğini belirten Prof. Dr. Yaşargil, bunun kendisini çok mutlu ettiğini belirtti.
-Süt bakımından 'Kürdüz'
Yaşargil, annesinin İstanbul, babasının ise Ankara Beypazarılı olduğunu vurgulayan Yaşargil, şunları kaydetti:
''Annemin karnında at üzerinde 2-3 bin metre dağlarda kışın büyük sıkıntı çekilmiş, annem attan düşmüş ve doğumum çok zor olmuş. Dünyaya gelmişim ama annemde süt yokmuş. 'Bana Kürt müsün?' derler. Genetik olarak Türk olduğumu zannediyorum, araştırmak lazım ama herkes karışık. Dünyada karışmayan gen yok. Bana ilk 6 ay süt veren Kürt anneleri olmuş. Bu nedenle soranlara süt bakımından 'Kürdüz, Kürtler süt dayılarım.' derim '' ifadelerini kullandıı.
- 80 yılın tıbba adadı
1943 yılında Almanya’da Friedrich Schiller Üniversitesi’nde, Jena-Thüringen, tıp tahsiline başladı. İki sömester sonra Mart 1945’de İsviçre’ye geçti. Basel Üniversitesi’nde tıp tahsiline devam edip sonbahar 1949’da mezun oldu. Üç ay Anatomi Enstitüsü’nde beyin anatomisi üzerine Dr. Josef Klingler’in yanında çalıştı. 1950-1953 yılları arasında birer sene nöroloji-psikiyatri, dahiliye ve genel cerrahide asistanlık yaptıktan sonra Ocak 1953’de Zürich Üniversitesi’nde beyin cerrahisi kliniğinde Prof. H. Krayenbühl ve Prof. G. Weber yanında uzmanlığını yaptı. 1960 yılında doçent, 1965 yılında profesör, 1973’de ordinarius profesör olup aynı klinikte 1993 yılına kadar direktörlük yaptı.
Zürich Üniversitesi Beyin Cerrahisi Kliniği’nde rutin beyin cerrahisi çalışmaları yanında, ilk 12 sene (1953-1965) serebral anjiografi ve 1957-1965 yıllarında stereotaktik teknikle Parkinson hastalığı ve diğer hareket bozukluklarının tedavisine yönelik ameliyatlar yaptı. Zürich’de Nörofizyolog Prof. Oscar Wyss’in yardımıyla ilk defa yüksek-frekanslı koagülasyon tekniğini kullandı ve bu teknik küresel kabullendi.
Ekim 1965 - Aralık 1966 tarihleri arasında Amerika’da Burlington-Vermont Üniversitesi’nde hayvan laboratuarında Prof. M.P.R Donaghy ve ameliyat hemşiresi Bayan Jackie Robert’ın yanında mikrovasküler cerrahi öğrendi ve bu tekniği ilk defa hayvan beyni damarlarında (500-1000 mikron çapında) uyguladı.
Binlerce cerraha mikrocerrahi tekniğini öğretti
Ocak 1967’de Zürich Beyin Cerrahisi Kliniği’ne dönüp mikrotekniği ve sisternal açılım yöntemini tüm beyin ve omurilik cerrahisinde kullanmaya başladı. Bu teknik beynin revaskülarizasyonunda, anevrizma, AVM, kavernom, ekstra-aksiyal ve intra-aksiyal beyin-omurilik tümörlerinde ve temporal epilepsi cerrahisinde rutin olarak kullanılarak nöroşirurjide yeni bir çağ açıldı. Zürich’de mikrocerrahi laboratuarını kurup 1968-1993 yıllarında beş kıtadan 3000’den fazla cerraha mikrocerrahi tekniği öğretildi.
Zürich Üniversitesi Nöroşirurji kliniğindeki şeflik görevinden Ocak 1993’de emekli oldu. Ekim 1994’de Amerika’da Little Rock şehrinde yaş sınırı olmayan Arkansas Üniversitesi’nde kendisine Profesörlük görevi verildi. Bu hastanede ameliyatlar yaptı, dersler verdi, yayımlar yaptı, mikronöroşirurji laboratuvarı kurdu ve mikronöroşirurji kursları hazırladı. Ekim 2013 ARKANSAS Üniversitesi’nden emekli oldu.
- İstanbul'a döndü
Profesör Yaşargil Kasım 2013’den itibaren Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde cerrahi çalışmalarına, derslere, konferanslara, laboratuar çalışmalarına ve mesleki yayınlara devam etmektedir.
Profesör Yaşargil ismi altında Oxford-İngiltere, Little Rock-ABD ve Beijing-Çin’de mikrocerrahi laboratuarları kurulmuştur. Arkansas Üniversitesi, “Yaşargil Kürsüsü’nü kurarak ve “Gazi ve Dianne Yaşargil Yıllık Konferansı”nı yaparak çalışmalarını onurlandırmıştır.
Zürich İsviçre Tıp Fakültesi Kasım 2014 yılında “Yıllık Yaşargil” konferansları başlatılarak Yaşargil’in Zürich Üniversitesi’nde çalışmaları ve katkıları onurlandırılmıştır.