Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü'nü kirlilikten arındırmak amacıyla gerçekleştirilen dip çamuru ve balçık temizleme çalışmaları, 1’inci ve 2’inci etapta tamamlanırken, 3'üncü etapta ise yoğun bir şekilde devam ediyor.
Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı’nın koordinasyonunda sürdürülen temizlik çalışmasında 1 milyon 950 bin metreküp balçık ve dip çamuru temizliği yapıldı.
Tuşba ilçesi İskele Mahallesi sahil kısmında başlatılan 1’inci etap ve İpekyolu ilçesi Yaşar Kemal Parkı sahil kısmındaki 2’inci etaptaki çalışmalar tamamlandı. Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve İskele 15 Temmuz Parkı arasındaki 3'üncü etapta ise çalışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor.
Toplamda 100 iş makinesi ve 100'den fazla personel ile sürdürülen bu çalışmalar neticesinde, gölün 14 kilometrelik sahil bandından 5 milyon metreküp dip çamuru çıkartılması planlanıyor.
Eşbaşkanlar çalışmaları denetliyor
Ekolojik belediyecilik anlayışını hakim kılmak amacıyla çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdüren Belediye Eşbaşkanları Neslihan Şedal ile Abdullah Zeydan, temizleme çalışmalarını sık sık sahada gözlemliyor. Eşbaşkanlar, Van Gölü havzasının korunması, temiz kalması ve geleceğe taşınması için Büyükşehir Belediyesi’nin tüm imkânlarını seferber ettiğini vurguladı.
Belediyeler toplantıya çağırılmamıştı
Van Gölü havzasının korunması ve temizliği konusu sürekli gündemdeki yerini korurken, geçtiğimiz hafta içi Bitlis’in Ahlat ilçesinde düzenlenen Van Gölü Havza Koruma Eylem Planı ve Değerlendirme Toplantısı’na DEM Partili belediyelerin çağırılmaması tepki topladı. Konu Van Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin gündemine de geldi. Ağustos ayı Meclis Toplantısı 40’ıncı birleşiminin açılışında konuşan Eşbaşkan Neslihan Şedal, “Kayyım gaspı altında olan belediyelerimiz bir dönem toplantılara dahil ediliyordu. Maalesef dün öğrendik ki Ahlat'ta gerçekleştirilen toplantıya DEM Partili belediyeler dahil edilmemiş” diyerek tepki göstermişti.
Eşbaşkan Şedal konuşmasının devamında, Van Gölü havzasındaki belediyeler olarak alternatifsiz olmadıklarını belirterek, şunları söylemişti: “Buradan tekrardan yetkili kurumlara sesleniyoruz. Van Gölü hepimiz için bir değerdir. Hepimiz Van Gölü'nü korumak zorundayız. Kendimizi, kendi varlığımızı, kültürümüzü, yaşamımızı korumak için kültürel ve doğal güzelliklerimize sahip çıkmak zorundayız. Bizler bu tavrı siyasi bir tavır olarak değerlendiriyoruz. Hiçbir toplumsal ve doğal güzelliklerimiz, değerlerimiz üzerinden siyaset yapılmamasını gerektiğini bir kez daha buradan vurgulamak istiyoruz.”
