Güneydoğu'nun kadim şehri Diyarbakır, binlerce yıllık tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, bu zengin kültürel miras mutfağına da yansımıştır. 

Diyarbakır mutfağı, sadece lezzetli yemekleriyle değil, aynı zamanda kullanılan malzemeler ve yerel terminolojiyle de bir kültür hazinesidir. Ancak ne yazık ki, zamanla bu zenginliğin bir kısmı unutulmaya yüz tuttu.

Eczacı İrfan Yazıcıoğlu'nun derlediği bilgilere göre, Diyarbakır mutfağında kullanılan birçok sebze, meyve ve yemeğe verilen yerel adlar, günümüzde pek çok kişi tarafından bilinmiyor.

Su kenarlarında yetişen tere otuna benzer bir bitki olan "Acıca", ekşi elma anlamına gelen "Acık", hindiye verilen "Alalo" veya aşısız fıstık anlamına gelen "Butum" gibi kelimeler, artık günlük hayatta pek kullanılmıyor.

Diyarbakır mutfağının vazgeçilmezlerinden olan bazı yemeklerin yerel adları da unutulmaya yüz tuttu.

Hünkar beğendiye verilen "Babakenuç", pestile verilen "Bastık", naneli bir bulgur yemeği olan "Kibekudur" veya pirinçli, naneli yoğurt çorbası olan "Kürtmustafa" gibi isimler, genç nesiller tarafından pek bilinmiyor.

DİYARBAKIR MUTFAĞININ GİZLİ HAZİNELERİ

Diyarbakır mutfağında kullanılan bazı malzemeler ve yemeklerin yapılış şekilleri de oldukça ilginçtir. Sarımsak dövmede kullanılan tahta havana "Cavan", su testisine "Cer", bozulmuş yumurtaya "Culk", civcive "Cücük", Diyarbakır'a özgü yuvarlak pideye "Çalkı ekmeği", şalgam'a "Çelem", kepçeye "Çömçe", meşe ağacının dalına "Çilo", şeker pancarına "Çükündür", bir tür çitlembik "Dağdağan", mangal kömür tozuna "Dık", kahve dövmeye yarayan havana "Dibek", buğday tarlalarında yetişen arpaya benzer bir bitkiye "Dinep", kepeği çıktıktan sonra buğdaya verilen isime "Döğme", çay kenarında yetişen mantara "Dombalak", kızılcığa "Eğren", ev yapımı makarnaya "Erişte" ve piliçe "Ferik" deniliyor.

Diyarbakır mutfağı, sadece lezzetli yemekleriyle değil, aynı zamanda kültürel zenginliğiyle de dikkati çekiyor. Bu zenginliğin gelecek nesillere aktarılması, hem Diyarbakır'ın kültürel mirasının korunması hem de Türk mutfağının zenginleşmesi açısından büyük önem taşıyor.

Kaynak: İrfan Yazıcıoğlu