Akkoç, yaptığı açıklamada,KAMER Vakfı'nın, 1997 yılından bu yana toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve ayrımcılık konusunda mücadele ettiğini söyledi.

"Çeyrek asrı geride bıraktığımız bu süreç boyunca, imkansızlıklar içinde kıvrandığımız, bazen çok karamsar olduğumuz, özellikle de siyasi iradenin sorunu duyduğu, gördüğü, sahiplendiği dönemlerde de umutlu olduğumuz zamanlar geçirdik" diyen Akkoç, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Medeni Kanun değişti, TCK değişti, 2006/17 Sayılı Başbakanlık Genelgesi tüm kurum ve kuruluşları harekete geçirdi.   İstanbul Sözleşmesinin hem yazılma sürecine katkı sağlandı hem de ilk imzacısı olduk. Yazılış sürecine dahil olduğumuz 6284 Sayılı Şiddet Yasası cinayetler ve şiddet ile mücadele ederken önemli dayanağımız oldu.  Bu mücadele sürecinde kadınlar güçlenmeye başladı. Artık hep bir ağızdan “haklı şiddet yoktur" diyebiliyorlar."

"Türkiye'de hayat durmalıydı"

Akkoç, ancak son yıllarda bir karanlığın çökmeye başladığını,. kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet devam ederken, çocuk ve bebeklere yönelik şiddet ve istismar sayısının hızla artmaya başladığını belirtti.

Son bir ay içinde üç bebeğe tecavüz edildiği için hayatını kaybettiğini ifade eden Akkoç, şöyle devam etti:
"Yenidoğan bebeklere yapılanları hep birlikte izliyoruz. Narin, vahşi bir şekilde öldürüldü. Bu olayların her biri için Türkiye'de hayat durmalıydı, kıyamet kopmalıydı. Her sabaha yeni bir vahşete tanık olmak üzere başlıyoruz.  Neden?  Çünkü görmemeyi, duymamayı tercih ediyorsunuz. Çünkü insan hayatının bir önemi kalmadı. Çünkü eşitlik istemeyenlerin sayısı çoğaldı. Çünkü yasalar titizlikle uygulanmadı.  Çünkü birtakım karanlık ağızlar sözleriyle kadınları köleleştirmeye, çocukları birer cinsel objeye dönüştürmeye başladılar."

"Karanlığın panzehri aydınlıktır"

"Her yer kararmaya başladı. Sadece görüp duyduklarımızı biliyoruz. Kim bilir göremediğimiz, duyamadığımız neler yaşanıyordur? Utandık, çok utanıyoruz! Yaşarken, yerken, içerken, yürürken, konuşurken, gülerken her zaman utanıyoruz. Kurulacak, söylenecek söz kalmadı" şeklinde tepkisini dile getiren Akkoç, şunları aktardı:
"Bundan böyle mücadelemiz bu karanlığı yaratanlara karşı mücadele etmek için olacak. Karanlığın panzehri aydınlıktır. Sözün gücü azalınca, sanatın eşsiz gücüne başvurmaya karar verdik. Karanlığa inat "aydınlık" temalı sergiler planladık. İlk sergimiz 24-25 Kasım 2024'te "Kadınlar ve Aydınlık" için."