Cumhurbaşkanına sunulacak olan  ÖTV Kanunu ile ilgili olarak “ÖTV ve KDV Kayıpları-Engelli Araçlar” başlığında, ÖTV Kanunu’ndaki istisnanın revize edilmesi, istisnadan yararlanma süresinin 5 yıldan 10 yıla çıkartılması, taşıtların veraset yoluyla intikalinde istisnaya konu vergilerin mirasçılar tarafından ödenmesinin de yer aldığını aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Yer alan öneriler, tek kelime ile utanç vericidir, insani politikalarla yakından ve uzaktan ilgili değildir ve bu yönüyle insan hakları ihlalidir. Var olan hakların kısıtlanması, kısıtlanan hakkın kullanılmasının imkansız hale getirilmesi ve hatta tamamen ortadan kaldırılması; ciddi ayrımcılıktır ve sonuçları bakımından engellilere ve ailelerine zulümdür.
ÖTV istisnalı araç alma hakkı; yıllar önce engelli sivil toplum örgütlerinin mücadelesi sayesinde, sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak engellilerin seyahat hakkını kullanmalarını ve toplumsal yaşama etkin bir biçimde katılmalarını sağlamak amacıyla getirilmiştir ve engellilerin bağımsız yaşama hakkını destekleyen çok önemli bir kazanımdır. Hayata katılımda ciddi sorunlar yaşayan engellilerin, yaşam standartını yükselten bu hak; engellilerin ve ailelerinin maddi ve manevi varlığını güçlendirmektedir.
Engellilerin Haklarına Erişim Platformu olarak bizler, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK’in, tasarruf tedbirleri kapsamında engellilerin ÖTV’den bağışık araç alma hakkını sınırlandırmaya hatta kaldırmaya yönelik hazırlıklarına; Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi’ni, Anayasa’yı ve tüm insan hakları belgelerini gerekçe göstererek haklı nedenlerle karşı çıkıyoruz.''

Haberlerin çıktığı günden beri ailelerin, engelli yakınları ile bu konuyu konuşuyor olması acı vericidir. “Benden sonra ne olacak” sorusunu soran aileler varken engelliler de “Benden sonra ailem, ÖTV’yi nasıl ödeyecek” diye sorar hale gelmiştir. Oysa engellilerin ve ailelerinin; refahını, huzurunu ve mutluluğunu sağlamak, topluma katılımlarını sağlayacak tedbirleri almak ve onların önündeki ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak Devletin Anayasal görevidir. Bu görev, engelli kişinin vefatı halinde bitecek bir görev de değildir. Engelli aileleri, uzun yıllar engellilikten etkilenerek hayatlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Çoğunluğu sosyal yardımlarla (engelli kişinin vefatı ile kesilecek olan) ayakta durmaya çalışmakta, maddi geliri olsa da engelliliğe dayalı harcamaları nedeniyle ekonomik güçlük çekmekte ve sosyal ve ruhsal sorunlar yaşamaktadır. Tüm bunlarla boğuşan ailelerin, vefat sonrası çok yönlü desteklenmesi yerine, ÖTV ödemesi ile adeta cezalandırılması ile karşı karşıyayız.''

''Hükümetin, sorumluluk yetkisini negatif yönde kullanarak engellilerin haklarını kısıtlamayı ve kaldırmayı masaya yatırmış ve kamuoyunda tartışılır hale getirmiş ve engelliler hakkında karar alırken bizim olmadığımız yerde bizim hakkımızda karar almaya devam etmiştir.'' ifadesi yer alan açıklamada, şöyle denildi:

''Bizler, hareket ve yürüme engeli olup engel oranı %90’ın altında kalan (örneğin; serebral palsili) engellilerin bağımsız yaşama hakkı için ÖTV istisnalı araç alabilmeleri gibi hakların iyileştirilmesine yönelik taleplerimizin dikkate alınmasını beklerken var olan haklarımız; bizim olmadığımız yerde bizim hakkımızda konuşularak elimizden alınmak istenmektedir. Bu nedenle katılım ilkesini dikkate alacak Engelliler Bakanlığı kurulması talebimizi yeniden hatırlatırız.''



 

Editör: ÖZGÜR AYAYDIN