Eşitlik İçin Kadın Platformu-EŞİK, Özel Raportör F. Sinirlioğlu'nun BM Güvenlik Konseyi’ne sunulmak üzere hazırladığı Afganistan raporuna dair Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne açık mektup yazdı.
Mektupta BM yetkililerine seslenen EŞİK’ten kadınlar, “Özel Raportör F. Sinirlioğlu'nun BM Güvenlik Konseyi’ne sunulmak üzere hazırladığı Afganistan raporu, Taliban’ın cinsiyete dayalı apartheid (ayrım) rejimini görmezden geliyor” dedi.
‘CİNSİYET AYRIMCILIĞINA ATIF YOK’
BM Güvenlik Konseyi’ne sunulan raporun cinsiyet ayrımcılığı (gender apartheid) kavramına atıfta bile bulunmadığı gibi, Afganistan yönetimini, “fiili otoriteler” şeklinde, Taliban ile doğrudan ilişkisini kurmadan kullanmakta ısrar ettiği ifade edilen mektupta, “Korkunç hak ihlallerinden Taliban’ın sorumlu olduğu gerçeğinin üstünü örtmektedir. Rapor, kadınlar ve kız çocuklarının, ‘iyi niyet önlemleri’ olarak adlandırılan soyut temennilere ve Taliban’ın insafına teslim edilmesine ve en temel haklarının ‘önemli siyasi, insani, güvenlik ve ekonomik konulu’ tartışmalarda ikincil planda kalmasına zemin hazırlamaktadır” ifadelerine yer verildi.
‘SİNİRLİOĞLU’NA MEKTUP GÖNDERMİŞTİK’
Mektupta, “Ağustos 2021’den bu yana Afganistan’da gittikçe kötüleşen durumu aktif olarak izliyoruz. Taliban’ın iktidara gelmesi sonrasında en temel insan hakları ihlal edilmekte olan Afganistanlı kadın ve kız çocuklarıyla dayanışmak amacıyla uluslararası toplantılar ve sosyal medya kampanyaları düzenledik. 15 Ağustos 2023’te Sinirlioğlu’na bir mektup ilettik. Mektubumuzda belirttiğimiz üzere; gerek mektubumuzda gerekse Sinirlioğlu ve ekibinin Afganistanlı sivil toplum ile düzenledikleri sanal istişare toplantısında, Özel Koordinatör’den, cinsiyete dayalı apartheid suçunun uluslararası hukukta tanınması için küresel kadın hareketinin sürmekte olan kampanyasına raporunda yer vermesini, bu konuya eğilmesini istemiştik” denildi.
‘TALİBAN’I CESARETLENDİRMEYİN’
Mektupta şu ifadeler yer aldı: “Beklentilerimizin aksine, Sinirlioğlu’nun henüz kamuoyuyla paylaşılmamış olan nihai raporu, cinsiyete dayalı apartheid' ı sonlandırmak için yürütülen bu kampanyadan bahsetmediği gibi – raporda kapsanmasına dair özel talepler olmasına rağmen – kavramın kendisine dahi herhangi bir atıfta bulunmamaktadır. Afganistan’daki derin insani krizin farkında olmakla beraber kadın haklarının ‘önemli güvenlik, bölgesel ve siyasi konulara’ dair tartışmalarda ikinci plana atılmasını kabul etmiyoruz. Endişemiz odur ki, raporun tavsiyeleri ve önerilen ‘angajman modeli’, tanınma, meşruiyet ve kaynak arayışında olan Taliban'ı daha da cesaretlendirecektir. Uluslararası toplumun, özellikle de BM Güvenlik Konseyi'nin herhangi bir angajmanı, kadınların ve kız çocuklarının temel insan haklarını tam olarak ve kayıtsız şartsız güvence altına alacak şekilde yapılmalıdır.
En ağır yükleri Afgan kadınları da dahil olmak üzere Küresel Güney'deki yoksul kadınlar tarafından taşınan çeşitli gerici hareketler ve hükümetler, yükselen militarizm, savaşlar ve birbiriyle bağlantılı krizlerle dolu çalkantılı bir dönemden geçiyoruz. Kadın haklarının ‘uluslararası güvenlik’ tartışmalarında arka planda kalmaması konusunda kararlı olmalıyız. Hiçbir dinin, hiçbir kültürün ve hiçbir siyasi ideolojinin, kadınların erkeklere itaatini, toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık veya şiddeti haklı çıkarmasına izin verilmemelidir.
BM’YE ÇAĞRI
BM Güvenlik Konseyi’ni, Taliban’ın cinsiyete dayalı apartheid politikalarına derhal son vermesi için güçlü bir çağrı yayınlamaya; kadınlar dahil herkesin temel insan hakları ve demokratik bir rejimin inşası için net ve kalıcı adımlar atıncaya dek BM üyesi devletleri Taliban’a doğrudan ya da dolaylı yardımları yasaklayan kararlar almaya çağırmaya davet ediyoruz.”