İnsanlar her zaman 5K ve 10K koşularına katılırlar. Ancak bazıları için bu mesafeler sadece bir başlangıç noktasıdır. Peki, insanlar aynı anda en fazla ne kadar koşabilir? Bu sorunun cevabı, hem fiziksel hem de zihinsel sınırları zorlayan inanılmaz bir dayanıklılık ve azim öyküsünü ortaya koyuyor.
DURMAK BİLMEDEN KOŞMANIN SINIRLARI
''Durmak'' kelimesinin anlamı, bu sorunun cevabını şekillendiren önemli bir faktör. Dean Karnazes, 2005 yılında üç buçuk günde koştuğu 350 mil (563 km) ile uyumadan en uzun koşunun resmi olmayan rekorunu elinde tutuyor. Ancak, ultramaraton koşucuları genellikle yürümek, yemek yemek, ayakkabılarını bağlamak, tuvalete gitmek veya uyumak için kısa molalar verirler. Bu nedenle, hiç mola verilmeyen en uzun koşu için resmi bir kayıt bulunmamaktadır.
ADAPTASYON
Harvard Üniversitesi'nde fizikçi ve ultramaratoncu olan Jenny Hoffman şunları söyledi:
''Bence oradaki sınırlayıcı faktör işemek olacak.
Biyolojik ihtiyaçlar bir yana, insanların dayanıklılık koşusunda iyi performans göstermesini sağlayan bir dizi özelliği var. İnsanlar, ileri itmede yardımcı olan nispeten büyük kalça kaslarına, tendonlarımızda ve kaslarımızda elastik enerji depolama yeteneğine ve koşarken beynimizi sabit tutan güçlü boyun bağlarına sahiptir. Ayrıca, terleme yoluyla vücut sıcaklığımızı düzenleyebildiğimiz için sıcakta koşmaya da iyi adapte olmuşlardır.''
ZİHİNSEL GÜCÜN ÖNEMİ
Tüm adaptasyonlara rağmen, insanların asla bu kadar uç mesafelerde koşmak için özel olarak evrimleşmediklerini anlatan uzmanlar, yaralanma, kas yorgunluğu veya uyku eksikliği gibi fiziksel faktörlerin bir koşucuyu durmaya zorlayabildiğini söyledi.
Harvard Üniversitesi'nde evrimsel biyolog olan Daniel Lieberman, ''Kendimizi her türlü sıra dışı şeyi yapmaya zorlamak için olağanüstü bir kapasite geliştirdik. Bunu yapmak istemelisiniz. Bu yüzden bence insanlarda dayanıklılığı sınırlayan en önemli şey zihinseldir.''