Doğu Güneydoğu Sanayici ve İş İnsanları Dernekler Federasyonu (DOGÜNSİFED), Ekonomi Gazetesi ve Diyarbakır Organize Sanayii Bölgesi (OSB) ortaklığıyla düzenlenen "Diyarbakır Ekonomi Buluşmaları: Enflasyonist Ortamda İşletmeler Bekleyen Riskler ve Fırsatlar" başlıklı panel düzenlendi.
İki oturumdan oluşan programın açılış konuşmalarını DOGÜNSİFED Başkanı Devrim Türk, Diyarbakır OSB Başkanı Mustafa Fidan, DTSO Başkanı Mehmet Kaya, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Serra Bucak yaptı. Öte yandan programa katılması beklenen Diyarbakır Valisi Ali İhsan Su katılmadı.
Türk: Gelir adaletsizliği var
Türk, uzun süredir enflasyonun stabil olarak durdurulabildiğini ve düşürülemediğini söyleyerek, Sürdürülebilir bir ekonomi, demokratikleşmiş bir ülke, adil bir düzenin olduğu ve yatırımı güvenle yapabileceğimiz öngörülebilir bir ortam istiyoruz. Ülkenin içinde bulunduğu süreçte yapılması gereken ek çalışmalar vardır. Bunlar; anayasa çalışması, demokratikleşme, adil ve gelişebilir bir ortam sağlamak. Bu anlamda her gecikmenin maliyeti ülkeye ağır oluyor. Enflasyonu düşürme sürecinde bir bedel ödenecekse bunun belirli bir kesime değil tüm kesimlere uygulanmalıdır. Bunu sağlamadığımızda sosyal adaletsizlik ve gelir adaletsizliği artar“ ifadelerinde bulundu.
Bölgede gelir adaletsizliğine işaret eden Türk, kişi başı Gayri Safi Milli Hasıla’nın Diyarbakır’da 2022 rakamlarına göre; 4 bin 85 dolar, Kocaeli’nde 18 bin dolar, en düşük gelir payındaki Van, Hakkari ve Bitlis illerinde ise 3 bin 800 dolar olduğunu aktardı. Türk, Türkiye ortalamasının ise 10 bin 650 dolar olduğunu kaydetti.
Fidan: Sanayiciler desteklenmeli
Fidan, enflasyonun düşürülmesi için üretimin artması gerektiğini belirterek, “Bunu yapabilirsek enflasyonda düşme olacaktır. Devletimiz sanayiciye her zaman üvey evlat muamelesi yapıyor. Tarıma yüksek faizle destek veriyor. Bu ülkeyi kalkındırabilmemiz için sanayiye destek vermek zorundayız” dedi. Amed’in kalkındırılması için “Üreten, kalkınan, markalaşan bir Amed” diyen Fidan, sanayi alt yapısının geliştirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Kaya: Kayyımlara krediler neden verilir?
Kaya ise “TUİK ve Bankalar Birliği tarafından açıklanan rakamlara baktığımızda bağırıyoruz. Teşvik kredileri vermişler ama kime verilmiş. Belediye başkanlarımız açıklama yaptı. Kayyıma tek bir kamu bankası 2 Milyar kredi vermiş. Mardin’de 1 milyar kredi vermiş. Kamu bankaları belediyelere neden bu kredileri verir? Diyarbakır’da depremde etkilenen iş yerleri var. Kayyıma verdiğinizin bu kentin sanayisine, esnafına bir faydası yok. Yerelden yönetilecek yapıları doğru okumalıyız. Neredeyse bir milyon krediyi bile merkez onaylı vermek zorundalar. Birde bölgenin kendine özgü koşullarını düşündüğünüzde kolay kolay 1 milyon bile çıkmıyor. O paranın kimin kullanıp kimin geri vermeyeceğini onlar da biliyor. Bölge merkezden bu şekilde yönetilmekte ısrar ediliyor” diye konuştu.
Bucak: Ekonomik gelişmeleri destekleyeceğiz
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak ise yerel yönetimlerin bir kentte her alanda sorumlu olduklarını ifade ederek, “Yatırım ve ekonomik gelişmede de sorumludur. Bu sorumluluğu yerine getirmek zorundayız. Hem kalkınma, hem yereldeki ekonomiyi sürdürmek hem de partimizin politikaları gereği olarak bu ekonomik gelişmeleri destekleyecek çalışmaların elbette yanında olacağız ve ön açıcı olacağız. Kayyımlar zamanında kullandırılan krediler ve borçları bu kent hak ediyor muydu? 8 yılda bir sistem kurulmuş ve bunun adını koymakta zorlanıyoruz. Sizin yatırımlarınız eko-kırımdan yana olursa ve üretimden yana olmazsa bu zenginlikler hiçbir şey ifade etmez. Bu kentin zenginlikleri hep anlatılır durulur ama sanayi, üretim ve sağlığa yatırım olmazsa bu yakıcı, yıkıcı politikaların yanında halklar daha da yoksullaşır. Krizleri derinleştiren, enflasyonu 3 haneye getiren durumla karşı karşıya kalırız” dedi.
Yerel ekonomi politikasının geliştirilmesi gerektiğine işaret eden Bucak, “Yüksek ham madde, katlanan kira, artan enflasyon bütün iş insanları ve üreticileri derinden etkiliyor. Bizler birlikte yaşamaya niyet ettiğimiz bu topluma karşı sorumluluk sahibiyiz. Sorumluluklarımızı dayanışma ile yerine getirebileceğimize inanıyoruz” şeklinde konuştu.
‘Bu kenti birlikte kalkındırmalıyız’
Yatırım programlarına karşı ön açıcı olmak istediklerini belirterek, şunları söyledi: “Bu kenti hep birlikte kalkındırmak istiyoruz. Bu adaletli bölüşümü hep birlikte kurabilirsek başka yerlere de örnek olabiliriz. Derin bir yoksulluk var ve bunun ağırlığını hissettik. Bu salonda oturan bu kente gönül vermiş her bir yatırımcı, iş insanı aynı sorumluluğu ve ağırlığı uzun yıllardır yaşıyor. Bir yandan bu ekonomik krizlerle mücadele ederken bir yandan da böyle istikrarın önüne güvenlik politikalarının konulduğu bir kentte, yatırımcı olmak önemli sorumluluktur. Bundan sonra doğru bir ekonomik gelişmenin yanında yer alabilmeyi çok önemsiyoruz.”
Konuşmaların ardından katılımcı ve konuşmacılara plaket verildi.