Diyarbakır'da Keçi Burcu'ndan Seyrantepe'ye uzanan gizemli yer altı geçitleri olduğu bildirildi.

Çeşitli kaynaklarda yer alan ve araştırmacıların incelemeleri sonucu ortaya çıkan Diyarbakır'da gizemli yer altı geçitlerinin ortaya çıkarılarak turizme kazandırılması bekleniyor. Tünellerden en uzunun ise Mardinkapı'daki Keçi Burcu'ndan Seyrantepe'ye kadar giden bir tünel olduğu belirtiliyor.

Yaklaşık 9 bin yıldır yaşamın kesintisiz devam ettiği ender kentlerden biri olan Diyarbakır'ın da Dünya üzerindeki birçok tarihi şehirde olduğu gibi yeraltı geçitlerine sahip olduğu ifade ediliyor.

Betonlarla kapatıldığı savunulan yer altı geçitlerinin sadece kaçış ya da saklanmak için değil başka amaçlarla da kullanılmış olabileceği bildiriliyor.

EN UZUN TÜNEL

Diyarbakır'da var olduğu yıllardır söylenen ve bir çok kaynakta yer alan yeraltı geçitlerinin kanalizasyon amaçlı değil, stratejik amaçlar için de kullanıldığı anlatılıyor.

Kentteki yeraltı geçitlerinden en uzununun Mardinkapı semtindeki  Keçi Burcu'ndan başlayan ve Seyrantepe'de son bulan yer altı geçidi olduğu kaydediliyor.

Seyraptepe-Keçi Burcu arasındaki bu en uzun tünelin başlangıcının  Keçi Burcu'ndaki Mecusi Tapınağı olduğu anlatılır. Keçi Burcu'nda dehliz ya da yer altı girişi olduğu tahmin edilen bir kuyunun betonla kapatıldığı anlatılıyor.

HÜKÜMDARIN KAÇTIĞI TÜNEL 

Keçi Burcu'ndan Seyrantepe'ye kadar geniş bir cadde büyüklüğünde olduğu anlatılan bu tünelin tarihte Diyarbakır hükümdarının kaçış amaçlı kullanıldığı belirtiliyor.

Diyarbakır ile ilgili çeşitli kaynaklarda yer alan bilgilere göre, Diyarbakır hükümdarı Meryem-i Dara'nın M.S. 639’da kalenin fethedilmesiyle servetini de alarak bu yeraltı geçidinden kaçarak Seyrantepe'den çıktığı belirtiliyor.

Gazeteci-yazar Cahit Beğenç, Diyarbakır'ı 1949 yılında ziyaret ettiğinde yazdığı izlenimlerinde  bu tünellerden bahseder. İzlenimlerini Ulus Gazetesi'nde yazan gazeteci Beğenç, Diyarbakır ve Raman adlı kitabında da bu geçitleri anlatır.

Diyarbakır'daki yer altı geçitleri Fiskaya-Çiftkap-Urfa Kapı, Melik Ahmet-Urfa Kapı, Fiskaya-Mardin Kapı ve Mardin Kapı'dan Şemsilerin kullandığı mabed olarak belirtiliyor.

SERT KAYALAR YARILARAK YAPILDI

Yeraltı geçitlerinin İç Kale'den doğuya, Dicle Nehri'ne inen bir gizli yol gibi, Mardin Kapı, Dağ Kapı'ya bağlayan ve kenti ortasından, güneyden kuzeye ikiye bölercesine uzanan bir yer altı geçidi bulunduğu savunuluyor.

Diyarbakır'da bir dönem Belediye Başkanlığı yapan Abdülkadir Cizrelioğlu da kentin yeraltı geçitleriyle ilgili açıklamalarda bulunmuştu.

Cizrelioğlu, Diyarbakır'ın zemininin kaya olduğunu, bu sert kayaların yarılarak kanalizasyon yapıldığını ifade ederek, bunun da toplam 30 kilometre olduğunu belirtmişti.

BİR TÜNEL DE KİLİSE İLE URFAKAPI ARASINDA

Diyarbakır'ın Lalebey Mahallesi'nde yer alan Süryani Kadim Meryem Ana Kilisesi'nin altında da bir tünel olduğu yıllardır anlatılır.

Kilise ile Urfa Kapı arasında yer alan tünelin 3. yüzyıldan kalma kilise ile Urfa Kapı’nın güney burcu bitişiğindeki küçük kapı arasında olduğu söyleniyor. 

Kilisede görev yapan rahibelerin, şehir dışına çıktıklarında kimseye görünmemek amacıyla bu tüneli kullandığı ifade ediliyor.

Diyarbakır'daki yeraltı geçidi giriş yerlerinin Olağanüstü Hal ve hendek olayları döneminde betonla kapatıldığı iddia ediliyor.

İSKENDER PAŞA KONAĞI ALTINDAKİ TÜNEL

Diyarbakır Valiliği yapan ve günümüzde kendi adıyla anılan İskender Paşa Konağında da bi.ir yeraltı geçidi olduğundan söz edilir.

Diyarbakır'da yaşamakta olan İskenderoğullarının torunları, yapılan çeşitli görüşmelerde büyük ninelerinin İskender Paşa Konağı'ndan yeraltı yoluyla Fiskkaya'ya pikniğe gittiğini belirtmekte.

Alman jeolog, araştırmacı, yazar Dr. Edmund Naumann seyahatnamesinde Diyarbakır'daki yer altı geçitlerini anlatır.

Naumann, Fiskaya–Çiftkap-Urfa kapı bir güzergah; Melik Ahmet-Urfa kapı bir güzergah; Fiskaya-Mardin kapı bir güzergah; Mardin Kapıdan da Şemsilerin kullandığı divleğe inen bir yer altı yolundan bahseder.

''Diyarbakır surlarını kurtaran adam'' olarak adlandırılan Fransız Albert Gabriel de ''Kentin ortasında oldukça iyi korunmuş iki yeraltı stratejik yol, iki ana kaynağa bağlanır'' diyerek, yeraltı geçitlerini anlatır.

Bir çok kaynak bu tünellerin kanalizasyon amaçlı kullanılmadığından bahsederken, Melik Ahmet Caddesinde yol çalışmalarında bir yer altı oluşumunda odalar ve kapılar ortaya çıkmıştı.

Diyarbakır'a (Amid) Timur ordularıyla giren Yazdi de bu yeraltı geçidinin, kalenin önemli bölümlerinden biri olduğunu anlatır.