Güzel Bağlar derken, tabi şimdiki Bağlar'dan bahsetmiyorum. Çocukluğumun ve gençliğimin bir bölümünün geçtiği Bağlar'ı söylüyorum.
Şimdi 'nerden geldi aklına' diyebilirsiniz. Zaman zaman gördüğünüz, ya da karşılaştığınız bir durum, size, geçmişi ve yaşadığınız anıları hatırlatıyor.
Tesadüfen ''Diyarbakır Güzel Bağlar, hanıme (xanıme) lorke'' türküsü kulağıma ilişince, Bağlar gözümün önüne geldi. Muhtemelen güzel bağlar olduğu yıllarda bestelenmiş..
Hani bir deyim vardır ya ''İnsan yaşlandıkça köklerine doğru inermiş'' diye. Laf aramızda, yoksa bende de mi aynı şey başladı diye demeden edemiyor insan. Yaş aldıkça insanın duygu ve düşüncesi de değişiyor; delikanlılık, ya da deli dolu günler olan gençlik yıllarındakinden farklı.
Konu konuyu açtı, dönelim konumuza.
Tam hatırlamıyorum, ama sanırım 3 ya da 4 yaşlarındaydım. Bağlar'da uçsuz bucaksız gibi görünen üzüm bağları ve bağların içinde de bağevleri vardı. Diyarbakır'ı bilenler bilir, şuan Hatboyu Caddesi'ndeki petrolün arkasındaki köşkte yaşıyorduk. Babamın halasına ait bu köşkte yaşıyorduk. Tabi köşk dediysem de öyle şatafatlı köşkler aklınıza gelmesin, aslında bir bağ eviydi yaşadığımız yer; diğer bağ evleri gibi. Büyük ve iki katlı oluşundan herhalde; köşk olarak adlandırıyorduk.
Eskiden bu tür bağ evleri ya da Sur ilçesindeki tarihi avlulu evlerin bazılarında biribirlerini tanıyan, akraba olan iki ya da üç aile birlikte kalırdı. Biz de bu köşkte iki aile kalıyorduk. (Eskiden yeterli konut olmadığı için aileler bir arada yaşardı, günümüzde ise ekonomik kriz nedeniyle insanlar bir evi paylaşmak zorunda kalıyor.). Daha sonra o bağevinden ayrılarak Koşuyolu mevkindeki bir eve yerleştik.
Koşuyolu, at yarışlarının yapıldığı bir yerdi. At yarışları şenlik havasında geçerdi.
Geçmişte Güneydoğu'nun bağcılık merkezi olan Diyarbakır, şimdi artık bu özelliğini kaybetmiş gibi.
Üzüm bağlarından adını alan Bağlar İlçesi, çarpık yapılaşma ve kentin en kötü görünümüne sahip bir yer oldu; yıllar içinde.
O güzelim üzüm bağları sökülüp atıldı ve yerine taş yığınları dikildi. Diyarbakır'ın konum ve arazisi itibariyle en güzel yeri olan Bağlar, geçmişte yapılan yanlış yapılaşmanın sıkıntısını çekiyor.
Bazen insan elindekinin kıymetini kaybedince anlıyor. O üzüm bağları yok edilmeden de şehirleşme planı yapılabilirdi.