Bayram yerleri kurulurdu. Bayramdan bir hafta önceden bayram yerleri kurulurdu. Bu bayram yeri sur içinde geniş olan meydanlarda kurulurdu.

. Mesela çift kapıda Anzele gözesinin bulunduğu alanda, çeltik fabrikasının meydanında ve gavur mahallesi tabir edilen yerde kurulurdu. Bayram yerlerinde salıncaklar kurulurdu. Dörder kalın sırıkların bir ucu diğerine bağlanır, çivilenir diğer uçları da yere gömülür ve ortalarına ikişer tahtadan yapılmış oturma yeri bağlanırdı. Buraya oturur bir arkadaşımızda bizi salardı. Karşılıklı kurulan bu salıncaklara binenler karşı ki salıncakta salınanları gaza vermek için bir arkadaşı hala, hala hey diye bağırır diğeri de kime kime diye seslenince hep beraber karşıdaki dolaba diyerek daha fazla yükselsin diye gaza getirirlerdi.  

Bu dolaplar tahtadan olduğu için hep gıcırdardı.. o günkü şartları buydu ama yine de zevki ve heyecanı başka idi.

Toplanan bayram harcırahı ile Birkaç arkadaş birleşir bir paytona biner şehirde tur atılırdı, bazen kamyonlar çocukları doldurur beş on kuruş karşılığında şehri gezdirirlerdi.. Davul zurna bayram yerinin demir başı idi.  Ve bayramlar, gerçek bayram sevinci duyularak kutlanırdı.

Bayramda sinemaların önünü çocuklar doldururdu. Sinemaya girmek için bir birleriyle didinip dururdu. Birinin parası yetmezse diğeri tamamlardı.

İsterseniz Diyarbakırlı şair M.Mergen’in Bu Bayram isimli şiirinin iki kıtasıyla noktalamak istiyorum….

Tuttuğumuz orucun
Sevincidir bu bayram
Affa uğrayan suçun
Sevincidir bu bayram

Kıldığımız namazın
Yaptığımız niyazın
Gönülde coşan hazzın
Sevincidir bu bayram

Müslüman aleminin bayramı kutlu olsun….