Sevgi dolu, saygılı, hoşgörülü insanlardan oluşan toplum olmaktan giderek uzaklaşıyoruz. 

Vicdanlı, adil, biribirine karşı anlayışlı, saygılı insanlar gitmiş, yerine   bambaşka toplum gelmiş gibi. Geleneklerimizde yer alan sevgi ve saygıdan eser kalmamış.

İnsanlar gergin ve biribirine tahammül edemez hale gelmiş. Adeta kavga için bahane arıyoruz. Yok 'yan baktın, niye baktın, bana çarptın, yol vermedin' gibi basit nedenlerle şiddete başvuruluyor.

Hemen hemen her gün cinayetler işleniyor. İnsanlar adli makamlara başvurma  yerine güç kullanıyor. Kadın, çocuk, genç, yetişkin herkesin şiddete maruz kaldığı bir ülke haline geldik. 

Toplumun hemen hemen her kesiminde şiddet görüntüsü neredeyse sıradan hale geldi. Sokakta, işyerinde, trafikte, camide, evde, her yerde kavga görüntülerini görmek mümkün. 

Yaşanan bu durumla ilgili Umut Vakfı oldukça çarpıcı veriler orta koyuyor.   

Türkiye'de bireysel silahlanma her geçen gün artıyor. Silahla yaralama, çatışma ve ölüm haberleri özellikle son günlerde gündemden düşmüyor.

Umut Vakfı’nın raporuna göre, 2023 yılının ilk 7 ayında da Türkiye genelinde 1938 silahlı şiddet olayı basına yansıdı. Basına yansıyan bu silahlı şiddet olaylarında 1200 kişi öldü, 1960 kişi de yaralandı.

Türkiye'deki bireysel silahlanmada kontrolsüz bir artış yaşanması insanları  tedirgin ediyor.

Rapora göre, şiddet olaylarının; uzun namlulular dahil 1653'ünde silahlar kullanıldı, (397'sinde keleş, uzun namlulu silahlar dahil tüfekler, 1187'sinde tabancalar, 60'ında beylik silahları), 285'inde ise çoğunluğu bıçaklar olmak üzere kesici aletler kullanıldı.

Türkiye'nin şiddet sarmalında olduğu anlatılan raporda, silah satıcılarının ülkede adeta at oynattığı ifade edilerek, ''Maalesef ülkemiz adeta suç cenneti haline geldi. Mafya sokaklarda çatışıyor, evleri, işyerlerini silahla tarıyor. Baskınlar yapıyor, sokaklarda çatışıyor'' deniliyor.

Raporda silahlanma ve şiddet olaylarıyla ilgili şu çarpıcı bilgiler de yer alıyor:

''Sık sık çıkarılan aflar da adeta suçluya teşvik gibi… Ve yine bir örtülü af söz konusu. 31 Temmuz itibariyle açık cezaevine geçmesine 3 yıl kalan bazı hükümlüler açık cezaevine nakledilecek ve 3 ay sonra da tahliye edilecek.

Sonuç olarak milletvekili seçilen bir hukukçu cezaevinden çıkarılmıyorken pek çok suçlu 3 ay sonra aramızda dolaşıyor olacak''

Yasalar caydırıcı değil. Türkiye'de 36 milyon ruhsatsız silah olduğu söyleniyor. Ruhsatsız silah taşımanın cezası da 6 bin lira. Yasada, ceza 1-3 yıl arası hapis olarak belirtiliyor, Ancak, bu suçtan hapis yatan yok gibi. Ceza genelde para cezasına çevriliyor. Adeta 'cezasızlık' uygulanıyor.

Bir an önce bireysel silahlanmaya ‘dur' denilmelidir. Yasal düzenlemeler hiç beklemeden yapılmalıdır. Yasalar caydırıcı hale gelmedi, kimsenin işlediği suç yanına kar kalmamalıdır. 

Tedbir alınmadığı takdirde, durum daha da vahim hale gelebilir.