Damlarda Kar Kürekleri. Diyarbakır Sur içi sokakları dar olur.., Karın çok yağdığı kış aylarında damlardaki kar kalınlığı 60-70 cm.yı bulurdu…


Bu nedenle her evde bir iki kar küreği ve damlarda loğ’u bulunurdu…
Kar Kürekleri ile damlar kar kürekleriyle temizlenirdi…
Damından sokağa atılan karlar büyük kümeler oluşturur ve ulaşımı engellerdi.
Gidiş ve gelişleri kolaylaştırmak için bütün mahalleli seferber olur, elbirliği ile bu büyük Kar kümelerini düzeltirlerdi.. 
Bazı dar sokaklarda kardan merdivenler inşa edilirdi…
Sokaklardaki kar yığınları tek katlı damların çatısına kadar yakınlaşırdı… 
Güneş görmeyen sokaklarda bu kar kümeleri Mayıs Ayının ortalarına kadar kaldığı olurdu..
Kar Helvası Yapılırdı
İlk Kar kepek gibi susuz ve ya suyu az bir kar olurdu.. 
Diyarbakırlılar bu kara köpek karı derlerdi. .. Bu karı yemezlerdi…
Daha sonra ilk düşen karın üzerine yağan kardan kar helvası yapılırdı..
Kar Helvasını çocuklar çok severdi…
Sıcak, kor gibi kızaran sobanın önünde kar helvası yemenin başka güzelliği, başka bir tadı vardı.... 
Kış Mevsiminde pekmez her evde bulunurdu… Kar Helvası pekmezle yapılırdı…Kar bir tencereye veya sahana doldurulur, üzerine bolca pekmez dökülerek Kar Helvası yapolırdı…
Kar Kuyuları Vardı
Kar Kuyuları özellikle Mardin Kapı Mezarlığının sonundaki Şeyh Muhammet düzlüğünden sonra, Şemsiler denilen mevkide, Evli Bedenin karşı tarafında, Şehitlik semtine bakan bölümde Kar Kuyuları vardı..
Derin ve geniş büyük çukurlar açılır ve bu çukurlara samanla desteklenmiş kar kütleleri gömülürdü. .. Üstü samanla kaplanır, toprakla örtülerek bastırılırdı…. 
Yaz aylarında bu Kar Kuyuları açılır ve gömülü karlar parça parça çıkarılarak kentin çarşı, pazarında buz yerine satılırdı…….
O dönemlerde kent  merkezinde yaşam zordu. Amma yardımlaşma ve dostluklar sıcaktı…. Zamanı geri getirebilsek…. 
Bir zamanlar Diyarbakır'da kışın ne kadar şiddetli geçtiğini Diyarbakırlı Halk Şairi HACI CİVAN nın Kış Destanı şiirinden birkaç mısra şöyle…
Dağlar kadar memlekete yağdı kar
Buz kesildi her mahalle her pazar
Dünyayı ağlattı savuk zar-u zar
Oldu Besim Paşa dahi dilfikar
Gökyüzünde uçmaz oldu serçeler
Tütmez oldu heç bir yerde bacalar…. Şeklinde devam ediyor.