Yıllar geçti, devirler değişti. Türkiye'de anayasa tartışmaları tıpkı mevsimler gibi döngüsel bir şekilde devam ediyor.

Her yeni dönemde, her yeni iktidarda, anayasa yapım süreci yeniden gündeme geliyor. Ancak bu kez de, tıpkı geçmişte olduğu gibi, bu sürecin samimiyetine dair ciddi şüpheler mevcut.

Şemsi Belli'nin 1970'li yıllarda ünlenen "Anayasso" şiiri, o dönemde yaşanan yoksulluk, adaletsizlik ve devlet-vatandaş arasındaki kopukluğu tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermişti.

Zap Suyu'nun kıyısında yaşayan bir babanın   çocuğunu doktor olabilme hayali ve bu hayalin gerçekleşmesi için aşılması gereken bürokratik engeller, şiire konu olmuştu. 

Şiirin o kadar etkileyici ve samimi bir dille yazılması, kısa sürede tüm Türkiye'de yankı bulmuştu.

Peki, bugün ne değişti? Türkiye'nin köprü, havaalanı, otoyollar vb. gibi fiziki yapılarla ilgili gelişmeler oldu, ama sosyal medya ve dijitalleşmenin hayatımıza bu kadar girdiği bir dönemde, insanların sorunları daha mı az oldu? Elbette hayır. Hala yoksulluk, eşitsizlik, adaletsizlik gibi sorunlarla boğuşuyoruz. Hala çocuklarımızın geleceği için endişeleniyoruz. Hala sesimizi duyurabilmek için çabalıyoruz.

O halde neden bu kadar ısrarla Anayasa yapım süreçlerine takılıp kalıyoruz? Acaba bu süreçler, gerçek sorunlardan gözümüzü ayırmak için mi kullanılıyor? Vatandaşın asıl sorunları olan yoksulluk, işsizlik, eğitim gibi konular yerine, Anayasa tartışmalarıyla mı oyalanmak isteniyor?

Şemsi Belli'nin "Anayasso" şiiri bize bir kez daha gösteriyor ki, bir toplumun gerçek sorunları, şiirlerde, şarkılarda, sokaklarda kendini gösterir. İktidarların hazırladığı metinlerde değil. Bugün de, tıpkı geçmişte olduğu gibi, insanların sesini duymak ve onların sorunlarına çözüm üretmek yerine, onları oyalayan ve susturan politikalara tanık oluyoruz.

Belki de Anayasa yapım süreçlerini bir kenara bırakıp, insanların gerçek hayatlarına odaklanmanın zamanı geldi. Belki de Şemsi Belli'nin şiirindeki gibi, "Anayasso" yerine, insanların temel ihtiyaçlarına cevap verecek politikalar üretilmeli.

İnanıyorum ki, bir gün herkesin eşit haklara sahip olduğu, adaletin yerleştiği bir Türkiye'de yaşayacağız.

O şiirin bir dörtlüğünü sizlerle paylaşmak istedim.

ANAYASSO

Yerin, yurdun, adresesin bilmirem, 
Angara'da: Anayasso 
Ellerinden öpiy Hasso 
Yap bize de iltimaso, 
Bu işin mümkini yoh mi hoooyyy Babooovvv?