Ligde 7. haftayı geride bıraktık. Şöyle 7 haftalık bir periyoda bakarsak toplanan da 12 puan var. İyi mi? Bence mükemmel bir puan.
Hatta bunun üzerine Bolu ve Karagümrük maçlarında kaçırılan 4 puanı bile ekleyebilirdik. Yine de yeni kurulan bir takım ve iç sahada yaşanan zemin sorunu nedeniyle alınan 12 puan lig standartları açısından gayet iyi.
Puan olarak belki iyi bir noktadayız, üstüne koyuyoruz. Peki ya oyun olarak? Transferlerin geç gelmesinden dolayı Ersun hocanın 4-5 haftalık zaman dilimi istemesini herkes doğal karşıladı. Takım bu haftalardan sonra oturur, yeni transferler de takıma güç katar diye umuluyordu.
Tabii her zaman düşünülen şeyler sahaya yansımayabiliyor. Evet bir şekilde toplanan puanlar var ama ilerisi için umut var mı, oradan emin değilim. Peki eksik olan ne? Bir takım oluştu, ligin başlamasının üzerinden de neredeyse 2 ay geçti ama futbol ilerisi için neden umut vermiyor. Kuşkusuz bunun nedenlerini Ersun hoca yardımcılarıyla analiz edip çözümlerini de bulacaktır. Ama dün takıldığım başka bir konu vardı ki o da ''Duygusuz ve Enerjisiz Oyun''du. Dün Ersun hocanın maç sonu basın toplantısında dile getirdiği duygusuz ve enerjisiz oyun elbetteki bir takımın olmazsa olmazları. Hele bizim gibi duygularını en üst düzeyde yaşayan bir şehir için.
Bir-iki örnek vereyim; Bursaspor geçen sezon 2. ligde bin kişiye oynuyordu. Bu sene üçüncü ligde 40 bin kişiye oynuyorlar. Çünkü şehirde bir duygu, bir enerji, bir heyecan yarattılar. Taraftarı da, futbolcusu da o duyguya karşılık verebildi. Biz geçen sezon en az 20 bine oynadık. Çünkü şehirde bir birliktelik yaratılabildi. Futbolcular sokaklarda gezip taraftara bilet dağıttı, sosyal medyadan güzel içerikler üretilip taraftarın heyecanı hep üst düzeyde tutuldu. Şehirde tek gündem Amedspor'du. Ve bu enerji futcolculara doğal olarak yansıdı. Bunun karşılığını da sahada gördük. Bu seneye baktığımızda bu duygu ve enerjinin kimsede kalmadığını görüyoruz. Kamp sürecinden başlayarak taraftarla takım bir türlü bu duygu bütünlüğünü yakalayamadı. Kamptan hiçbir bilgi aktarılmadı, hazırlık maçları yayımlanmadı, sosyal medyada taraftarın heyecanını diri tutabilecek, onların duygusuna hitap edecek hiçbir içerik üretilmedi. Taraftarlar artık antrenmanı bile izleyemez oldu. En azından bu 7 haftalık süreçte 1-2 defa taraftara açık bir antrenman bile yapılabilirdi, o bile yapılmadı. Dolayısıyla şehirde yaratılan bu duygusuz ve enerjisiz ortam futbolculara da yansıdı.
Evet kurumsallaşalım, evet her şeyi daha profesyonel daha bilimsel şekilde yapalım ama içimizdeki amatör ruhunu da öldürmeyelim. O amatör ruh da bizi bir adım daha yukarı taşıyabilir. Bu takımın duygu ve enerji sorunu var doğrudur, fakat bunun çözümünün sadece Ersun hocada olmadığını düşünüyorum. Bu takımın eskisi gibi halkla buluşması gerekir. Halktaki duygu ve enerji futbolcuya da yansır.