Diyarbakır... Tarihin kadim kokusunu ciğerlerinize çektiğiniz, her adımda binlerce yıllık medeniyetlere dokunduğunuz, surlarının heybetiyle sizi büyüleyen bir şehir.


''Karpuz şehri'', ''Amed'' ''medeniyetlerin beşiği'' gibi sıfatlarla anılan bu kadim kent, son yıllarda turizm konusunda hak ettiği değeri görmeye başladı.  Geçmişte belki de hak ettiği ilgiyi bulamayan Diyarbakır, şimdi turizmde iddialı bir yükselişe geçiyor.

Rakamlar da bunu doğruluyor. 2024 yılında 1.1 milyon turist ağırlayan Diyarbakır, Valisi Murat Zorluoğlu'nun da dediği gibi önümüzdeki yıllarda 2-3 milyon turisti ağırlamayı hedefliyor. Bu hedefe ulaşmak için yapılan çalışmalar da gözlerden kaçmıyor. ''Turistik Diyarbakır Ekspresi''nin seferlere başlaması bunun en güzel örneklerinden biri.

Peki Diyarbakır'ı bu kadar özel kılan ne?

Öncelikle, 33 medeniyetin izlerini taşıyan bir hazine sandığı gibi. Hevsel Bahçeleri'nin bereketli topraklarında dolaşırken, Diyarbakır Surları'nın ihtişamına kapılırken, Ulu Cami'nin huzur veren atmosferinde kendinizi kaybederken, tarihin derinliklerine yolculuk yapıyorsunuz. 

Çin Seddi'nden sonra dünyanın en uzun surları olan Diyarbakır Surları, surlarındaki yazıtlar, semboller ve medeniyetlerin izini gösteren kabartmalarla adeta açık hava müzesini andırıyor. Bu özelliğiyle de dünyada bir iktir.

Şehrin en önemli simgelerinden biri olan surlar, sadece bir savunma hattı değil, aynı zamanda şehrin tarihine tanıklık eden birer anıt.

Diyarbakır, keşfedilmeyi bekleyen gizli hazinelerle dolu bir şehir. Bu rotayı takip ederek, şehrin bilinmeyen yönlerini keşfedebilir, unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsiniz.