Diyarbakır'ın yüreğini yakan Narin olayının ardından, olay yerinin adı olan Tavşantepe Mahallesi'nin isminin değiştirilmesi talebi gündeme geldi.
Peki, bir ismi değiştirmek, yaşanan acıyı ve soruları ortadan kaldırabilir mi?
Narin'in katil zanlılarına verilen cezalar ve olayın bazı karanlık noktaları, toplumda derin yaralar açtı. Bu derin yarayı sarmak yerine, sorunun üzerinden sıyrılmak için bir çözüm olarak görülen isim değişikliği talebi, aslında sorunun özünü görmezden gelmekten başka bir şey değil.
Tavşantepe'nin ismi değişse bile, olayın yaşandığı evler, sokaklar ve hafızalardaki izler silinmeyecek. Asıl sorun, olayın neden işlendiği, sorumluların tam olarak kim olduğu ve adaletin tam manasıyla yerini bulup bulmadığıdır.
Vatandaşların CİMER'e yaptıkları başvuruda, Tavşantepe Mahallesinin isminin değişmesini istemeleri, aslında yaşanan olayın psikolojik etkisinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Ancak bu talep, sorunun çözümü yerine, ondan kaçıştır.
Keşke Narin'in katledilmesiyle ilgili de bu duyarlılık gösterilseydi diyen bir soru, bu durumun ne kadar çelişkili olduğunu gözler önüne seriyor. Bir yandan olayın yaşandığı yerden kaçarken, diğer yandan olayın kendisiyle yüzleşmekten kaçınılıyor.
Tavşantepeliler, üzerlerindeki bu kötü imajdan kurtulmak istiyorsa, önce o cınayetin tam olarak kim tarafından neden işlendiği konusunda adalete yardımcı olması gerekir. Aksi takdirde, isim değiştirilse bile, Tavşantepe'nin üzerindeki bu şaibe devam edecektir.
Bu olay, bize şunu gösteriyor: Bir sorunu çözmek için yüzeysel çözümlere başvurmak yerine, kökenine inmek ve gerçek sorunlarla yüzleşmek gerekiyor. Aksi takdirde, yaralar asla iyileşmeyecek ve yeni sorunlarla karşılaşmaya devam edilecek.
Tavşantepe'nin ismi ''kamu yararı bulunmadığı'' gerekçe Bağlar Belediyesi meclisince reddedildi. Ancak, Tavşantepe'nin ismi değişse bile, yaşanan acı ve sorular ortadan kalkmayacak.