Kıymetli okurlar; İkinci baskısı çıkacak “Diyarbakır Kızı İrma” anı romanımdan neşeli bir bölüm. Okumadan önce gazetemiz Cega Medya’da @cegamedya
“Görücüye Melikahmet Hamamında çıkmak -1”bölümünü okursanız makalem anlamını yitirmemiş olur. Başlamadan önce Seylan çayınızı demlemeyi Karpuz çekirdeğini kavurmayı unutmayınız.
1567 yılında Melek Ahmet Paşa tarafından yaptırılan tarihi Hamamın kadın günleri çok şenlikli geçerdi. Hamam günleri her zaman güllük gülistanlık olmazdı. Kurnada yer kapma telaşı genelde şu cümleyle biterdi. “Niye sizin Melikahmet hamamında tapunuz mu var?” Göbek taşına çıkanların kavgaları daha eğlenceliydi. Herkesin curunu (Kurna) belliydi Cuma günü sabahı Hanbelîlerin curununa başka birileri oturmuşsa hır çıkardı. O gün kahveci Memah’ın kızı Pervin, ÇirtikZelo’nun yanına geldi, kaşlarını çatarak ‘’Kör ocak kalasan (Çocugun olmasın soyunuz kurusun) Bizim curunumuza niye oturduz’’ ÇirtikZelo’da altta kalmadı. ‘’Sesenbirezeyar çek (sesini kes) Kim o cılız etin büktü ki bele bağırisan? Niye sizin Melikahmet hamamında tapunuz mu var’’ Pervin ‘’He tapumuz var. Ma anam bu curun bizimdir. Parasını da aylık veriyih. Yedi sülalemiz her Cuma sabahı buraya geliyig.’’ Bende her cuma sabahı sülalenin ağzına diye başlayan küfürler havada uçuşuyordu. ’’ Göstek, teneşiregelesen, hitmi dökesen. ’’Bu cümleyi duyan Pervin çok kızmıştı. Daha öncede mahallenin gençlerinden birisiyle adı çıkmış Çirtik Zelo’ya ‘’Son hamamınız ola, zeten sizin kiriniz yıhanmahlaçıhmaz’’dedi. Bu ağır hakaretten kıyamet koptu. Kavga başladı.
Hamam tasları havada uçuştu. Saripişo tahta nalınlara sıra gelmeden biheriye (hamamın özel temizliklerin yapıldığı en dipteki küçük bölüme kaçtı) Uzaktan kavga sahnelerini izlemek, Yenişeher sinemasında karate filmini izlemekten daha zevkliydi. Sinirden peştamalının düştüğünü fark etmeyen kadınlar göbek taşının üzerinde hangimizin saçı daha uzun! Diye ölçmek için yarışa girdiler. Birbirlerinin saçını pırçigini yolmaya başladılar. Çıplak tenlerine gelen tasların ve hamam tahtalarının oluşturacağı kızarıklıklardan korunmak için sonunda çıplak olarak yavaş yavaş bıheriye kaçtılar. Saripişo buğday ambarına düşmüş civciv gibi seviniyordu. İç içe geçmiş hamam avlularının en dibinde en son ıssız bölüm olan genelde özel temizliklerin yapıldığı bıheri de örümcek ağına yapışacak kelebekleri bekler gibi sırıtıyordu. Sarı Pişo Bazen de bu teşkeleden (karışıklık) payına düşeni de alıyordu ÇirtikZelo Kahveci memah’in kızı Pervin'in ona fırlattığı havada frizbi gibi uçan hamam tasından korunmak için Biheriye kaçtı. Peştemalini de göbek taşındaki saç başa mücadelesinde Alipaşalı Eli maşalı Bedia’ya kaptırmıştı. Anadan üryan ÇirtikZelo hamamın son bölümü olan, özel temizliklerin yapıldığı biheriye girdi. Sarıpişonuncevizli kadayıf görmüş gibi kendisine ağzı açık avelavel baktığını gördü. Pusunun farkına varınca, yediği çırmahların (tırnak izi) kızgınlığıyla elinde henüz fırlatamadığı gümüş kakmalı nalınla Sarı Pişonun minicik başına vurdu. Diyarbekirin meşhur bir bedduasını etti. ‘’Bahan niye bahısan, uy laoooo kan sıçasaninşaallah’’ Sarıpişonun Daha minicik boyuna aldırmadan, Tıp tahsili yapmadan kanser teşhisi koymuştu. Ebe Kamile ve Keke Yago’nun hanımı Hatun bibinin araya girmesiyle taraflar barıştı.
Saripişo dokuz yaşına geldiği pek belli olmuyordu. Erkeklerin gittiği Vahap ağa hamamına tayinini isteyen Kasada duran Mehpare hanım çok ısrarlıydı. Hamamda Küncilisimitleri takkalası (tanesi) on kuruştan satıp ekstra gelir elde eden. ''Siz yedi başsınız altmış kuruştan iki lira kırhedi, Sakın bir kuruş eksik vermeyin hesepveriyem'' Pazarlığın önünü kesmeye çalışırdı. ''Ha bu SariPişoyu babasına verin Vahapağa hamamına getsin. Şikayetçiler var.’’ Müslime Hanımda Remziye hanıma çıkışıyordu. ’’Heç bele oli oğlan büyüktür,mababasini getireydin’’ RutoMehemenin karısı ‘’Viii anam görisen bu acuriSaripişoyu başka tarafa aparın, abdest alıyambozilacah’’ Botiların gelini Nazo ‘’ Kele berzigimi (etek traşı) alıyam, bu bahan bahi. Get halana bak..Heçheyaetmisen''
Sarı Pişo Kısmetini başka curunlarda(kurna) aramaya başladı. Başını gözlerini sabunlamış 19 yaşındaki Mavişin hafifçe kucağına düşmüş peştemalini alıp hayranı olduğu ablanın alması için başka bir kurnaya attı Sarıpişo yaklaşık beş haftadır beklediği fırsat eline geçmişti. Peştamalı konusunda çok hassas olan kimseye zırnık göstermeyen Maviş gözleri sabunlu bir şekilde peştamalını aradı. Yan curuna nasıl gittiğini önce anlamadı. Maviş mecburen yerinden kalktı. Böylece Sarıpişo,’Pazar mecmuası’na’’ inat Mavişin bütün endamını sansürsüz bir şekilde gördü. Sarıpişo gizlice alıp kaçamak baktığı yıldız ve Pazar mecmuasında güzel ablaların en mahrem yerlerine yıldız görseli bırakan gazetecilere kıcık olurdu. Maviş, tüm vücudunu gören Sarıpişo’nun gerdek gecesinde gelinin soyunmasını bekleyen sabırsız damat gibi pis pis sırıtarak baktığını görünce oyunu anladı. Sarıpişo’ya bağırarak nalınla kovalamaya başladı. ‘’ Ölün kaha, dirin ağzına yapa’’ Sarı Pişo’nun en fazla korktuğu beddua başına gelmişti. Meşhur Diyarbekir bedduasından çok korkuyordu. Böyle bir bedduayı icat edenin hayal gücüne hayran olmamak elde değildi. Fakat bedduanın gerçekleşmesi halinde dokuz yaşındaki SariPişo’nun korkmaması imkânsızdı. Bir an hakkın rahmetine kavuşmuş büyükleri başta Abbas dedesi olmak üzere, yattıkları Mardinkapı mezarlığından fırlayıp Sarıpişonun bütün ölmüş sülalesinin tüm efratlarını Hevsel bahçesinde içtima yapacaktı. Tekmil alındıktan sonra, zombiler gibi grup halinde süratle direkhanaları geçip Alipaşa mahallesine gelip hayatta olan Sarıpişodahil diğer akrabalarını tek tek yakalayıp hacetlerini yapmak için mi geleceklerdi. Sarı Pişo Birkaç sene böyle bir mizanseni hayalinde canlandırdı. Bu korku filmi aklına geldikçe, ürperip hayalinden atamadı.
Sarıpişo Etrafta annesini görüp yardım alamayınca Melikahmet Hamamın üç bölümünden olan bıheriden, sogukluk bölümüne sonra giriş salonuna koşarak İrmanın arkasına sığındı. İrma ‘’ Maçocuhtur, hiç günah değil? Arkasından lafını Maviş Kürt oldugundananlamamıştı.Onakürtçe bağırdı. Yazıklar olsun bu çocuktur anlamında ‘’Xwelî li te be Ewiyazaroke’’ diye bagırdı. Maviş çok kızgındı.‘’NeçocugiAllahınataşi peştamalımı aldi, başka curunaatti’’ Sonunda mahallenin kadınları resmi kayıtlara geçmeyen, acilen genel kurul toplantısı yapmış bu olay sarı çocuğun siciline işlenmiş. SarıpişoVahapağa hamamına sürgün olarak tayininin çıkıp postalanmasına neden olmuştu. İrma ‘’Üzülme Saripişo haftaya yine gelirsen’’ diye teselli etse de, Bu ayrılış SaripişonunMelikahmet hamamında ki hurileri son görüşü oldu. Çünkü her gün biraz daha büyüyordu.
Vahapaga hamamı hiç eğlenceli değildi. Nerede o hurilerin cıvıltıları, nerede kadınlar hamamında İrmanınkımıtlarını(havlu) giydikten sonra uduyla lçalıp o billur sesiyle söylediği türküleri;
Diyarbekır bu mudur, elleri kınalı
Desti dolu su mudur, gözleri sürmeli
Gittin ki tez gelesen, elleri kınalı
Tez geldiğin bu mudur, gözleri sürmeli
Kadınlar hamamında nezih türküler okunurken, erkekler hamamında duymak istemediğiniz bet sesiyle direkhanacımeheme ağanın yanında çalışan Remo güzel kızları hayal edip erotik hayaller kuruyor, müstehcen türküler söylüyordu;
İğne attım tarlaya
vay vay zalım, zalım
Pırıl pırıl parlaya
Kız oğlanın koynunda
le lezalım, zalım
Ah dedikçe terliye
vay vay zalım, zalım
Birbirinden güzel kızların göğüslerinden aşağıya sıyırdığı, bellerine bağladıkları ipek peştamallarla Saripişo’nun önünden salına salına geçtiği Melikahmet hamamı cennetinden sonra Vahapağa hamamı cehennem olmalıydı. Sarıpişo’nun ve oradaki küçük erkek çocuklarının hafızasından doğal buharların arasından sanki sihirle gökten yere inmiş Diyarbekir’in kızlarının verdiği hayranlığı hiçbir zaman hayallerinden silinmeyecekti. Sarıpişo’nun cennet gibi yerden gelip gördüğü manzara iğrençti. Herhalde cehennem burası olmalı dedi. Burada Bedros şişman vücuduyla başının altına hamam tasını koyarak mermerden göbek taşına yüzükoyun uzanmış. Terzi Hayrettin her hafta yaptığı gibi kese faslına güreşçi Kel Aliço taklidi yaparak başlıyordu. Göbek taşına uzanmış Bedros’a kaşlarını çatarak bağırdı. ''Pehlivan pehlivan Alta düşersen apış, üste çıkarsan paça kasnaktan yapış, güreşçilerin piri Hazreti Hamza aşkına'' Sarı Pişo Babası bir elinde bez kese, hamamda bile ağzından düşürmediği bir elinde filtresiz Bafra sigarası püfür püfür tüttürürken, ortağı Bedros’u keseliyordu. ''Ula Bedoheçkeselenmisen, ayni şahre kader kir çıhı''
Terzi Hayrettin Bedros'ukara kucak güreşinde olduğu gibi, kucaklayıp göbek taşına yatırdı. Meşe ağaçlarını kökünden sökerek idman yaptığı söylenen Ünlü güreşçi Zaloğlu Rüstem pehlivan gibi Bedros'un başını bir koltuğunun altına aldı, ayaklarını yerden kesti. Adaleli ve kemikli vücuduyla Bedros’u kündeye getirdi. Terzi Hayrettin,Bedros'dan iki puan alıp, arkasına geçip sırtını keselemeye başladı. Bedros, Terzi Hayrettin’den huylanmaya başladı. Bir kazaya kurban gitmemek için uyarmak istedi. ‘’Abetiket et, bahan degdirmiyesen’’ Terzi Hayrettin onu ciddiye almadı. ‘’Ula kaşmer terbiyemi bozma get çim. (yıkan) Kese bitti ‘’
Sarı Pişo Eski alışkanlıkları depreşince babasına ‘’Şireli üzüm yemagistiyem.’’ diye tutturdu. ’’Terzi Hayrettin sanki çölde su arıyor gibi bakınan oğlu Saripişo’nun yüzüne hayretle baktı. ‘’Habeş sahan nereden şireli üzüm bulayım, maburasikarilar hemamidir’’ diye kızdı. Saripişoşireli üzümleri, mayhoş elmaları, Venüs heykeline benzeyen Melikahmet hamamındaki güzellik tanrıçası olan kızlar artık mazide kalmıştı.
Görseller: Fotoğraf sanatçısı Nejat Satıcı ve Diyarbakır hafızası.