Geçtiğimiz günlerde sahte üniversite olayı patlak verdi. Arnavutluk, Sırbistan ve Karadağ'da faaliyet gösterdiği iddia edilen sahte üniversitenin 4 bin öğrencisi varmış.

Kayıt için de 2 ile 4 bin euro ödeniyormuş. 

YÖK, olayın patlak vermesinden sonra yaptığı açıklamada, konuya ilgili bir yıl önce suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı.

Bu haberi okuyunca başka sahte olan ne var diye şöyle küçük bir araştırma yaptım. 

Neredeyse yok yok gibi.

Eskiden "sahte" lafını duyunca aklımıza ilk gelen sahte para ve sahte evrak olurdu. 

Bunun dışında başka "sahte" bilinmezdi. Ama görünen o ki, bu işlerde de bir hayli gelişmeler sağlanmış. 

Meğer sahte para ve sahte evrak dışında pek çok sahtelerimiz olmuş.

Sahte vali, sahte kaymakam, sahte profesör, sahte doktor, sahte hemşire, sahte imam, sahte ebe, sahte diploma, sahte gıda, sahte şoför, sahte sporcu, sahte akademisyen, sahte hakim, sahte savcı, sahte polis, sahte asker, sahte muhtar, sahte öğretmen, sahte müdür, sahte avukat vs.

Geçtiğimiz günlerde Yalova'da ''sahte vatandaşlık operasyonu'' haberini okuyunca, sahte vatandaşımızın da olduğunu öğrenmiş olduk.

Peki bu sahteler genellikle ne tür ülkelerde daha yaygın? 

Genellikle, sahtecilik olayları ekonomik ve sosyal sorunların yoğun olduğu, denetim mekanizmalarının zayıf olduğu, eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlerin yeterince karşılanmadığı ülkelerde daha sık görülüyor. 

Bu ülkelerde insanlar, yasal yollarla ulaşamadıkları fırsatlara sahte yollarla erişmeye çalışıyor. 

Denetim eksikliği ve rüşvet gibi faktörler de bu tür sahteciliklerin yayılmasına zemin hazırlıyor.

Daha büyük sahtelerden korunmamız dileğiyle!