Diyarbakır, medeniyetlerin beşiği olarak anılan kadim şehir, dünyanın en eski surlarından birine ev sahipliği yapıyor.

Binlerce yıllık geçmişiyle insanlık tarihine tanıklık eden bu surlar, 2015'ten beri UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alıyor. Ancak, son zamanlarda surların korunması ve geleceğiyle ilgili endişeler artıyor.

Güvenlik mi, Estetik mi? İşte Sorun Bu!

Surlarda yaşanan düşme olaylarının önüne geçmek amacıyla yerleştirilen demir korkuluklar, tarihi dokuyu bozduğu gerekçesiyle büyük tartışmalara neden oldu. Bir yandan insanların güvenliği önemliyken, diğer yandan da böyle eşsiz bir tarihi mirasın özgünlüğünü korumak gerekiyor. Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, surların her yerine erişimin kontrol altına alınması gerektiğini belirtirken, vatandaşlar ve sivil toplum örgütleri, bu uygulamanın tarihi dokuya zarar verdiğini savunuyor.

UNESCO Listesindeki Bir Mirasın Kaderi

Diyarbakır Surları, sadece Türkiye için değil, dünya için de önemli bir kültürel miras. Ancak, son dönemde yaşanan müdahaleler, surların geleceği hakkında soru işaretleri yaratıyor. Demir korkulukların yanı sıra surların bazı bölümlerinin kiralanması da tartışmaları alevlendirdi.

Tarihin Sessiz Çığlığı

Surlarda yaşanan bu dönüşüm, sadece bir yapısal müdahale değil, aynı zamanda bir kültürel kimliğin de sorgulanması anlamına geliyor. Binlerce yıllık geçmişiyle insanlık tarihine tanıklık eden bu surlar, şimdi modern zamanların baskısı altında. Tarihin sessiz çığlığı, bu müdahalelere karşı çıkıyor.

Ne Yapılmalı?

Diyarbakır Surları'nın korunması ve geleceği için acil önlemler alınması gerekiyor. Tarihi dokuyu bozmadan, insanların güvenliğini sağlayan çözümler üretilmeli. Bu konuda, uzmanların, yerel halkın ve sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak ortak bir karar alınmalı. Demir parmaklıklar o tarihi mirasa hiç yakışmadı.

Diyarbakır Surları, sadece bir yapı değil, aynı zamanda bir medeniyetin, bir kültürün ve bir tarihin sembolü. Bu nedenle, surların korunması ve geleceği için herkesin duyarlı olması gerekiyor.