Çarşıya Şeviti’de (Yanık Çarşı) Ermenilerin neden olduğu olaylar yer yer halklar arası çatışmaya dönüşmüş.
Meydana gelen olaylarla eş zamanlı olarak ortaya çıkan yangınlarda da çok sayıda dükkân, atölye, han, iş yeri ve pazar yeri büyük ölçüde yanmış ve tahrip olmuştur.
Kaynaklara göre, son yüzyılda Türkiye’de meydana gelen en büyük yangın 1895 te Diyarbakır Vilayet merkezinde meydana gelen Yanık Çarşı yangınıdır. 1 Kasım 1895 Cuma günü Ermenilerin Camilere ve Müslümanlara yaptıkları saldırılar sonrasında Hıristiyanlardan ve Müslümanlardan çok sayıda insan maddi zarara uğramış, yaralanmış ve yaşamını kaybetmiştir. Bu saldırıda meydana gelen olaylarla eş zamanlı olarak ortaya çıkan yangınlarda 895 dükkân, atölye, han, iş yeri ve pazar yeri büyük ölçüde yanmış ve tahrip olmuştur.
O dönemlerde yangınla mücadele etmek için kentteki Tulumba sayısının yetersizliği ve çatışmaların devam etmesi yangının uzun sürmesine ve zararın artmasına neden olmuştur. Yangında çoğunluğu Müslümanlara ve kısmen de gayrimüslimlere ait işyerlerinin zarar görmesi Diyarbakır ticari hayatının olumsuz etkilenmesine neden olmuştur. Yetkililer, imkânlar ölçüsünde çarşıyı yeniden inşa etmiş ve mağduriyetleri gidermeye çalışmışlar...
Yapılan araştırmada Diyarbakır şehir merkezinde 1895 yılındaki Ermeni olayları sırasında çıkan yangıların sebebi, etkisi ve sonuçları ele alınmış, Başbakanlık, Osmanlı Arşivi belgelerinden elde edilen bir rapordan hareketle yangının nasıl meydana geldiği, nereleri kapsadığı ve etkileri, ifadelerine başvurulan 25 kişinin beyanları ve diğer bir takım belgeler ışığında ortaya konulmuştur.
Ancak Diyarbakır’da meydana gelen 1895 yangını, Ermeni olaylarından bağımsız olmadığını söyleyebiliriz. Bu nedenle öncelikle vilayetteki Ermenilerin durumu ve Müslümanlarla olan ilişkileri hakkında detaylı bilgi vermek olayların daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum.;
1) 1895’te Meydana Gelen Diyarbakır Ermeni Olayları, Büyük bir sarsıntıya neden olan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında Osmanlı sınırları içerisinde yaşayan Ermeniler arasında bağımsız bir devlet kurma‛ düşüncesi yeşermeye başladı. Bu fikir, Ermeniler arasında gizliden gizliye yayıldı. Birçok vilayette ve bu arada Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu durumdan istifade eden Diyarbakır Ermenileri de devlete karşı isyana giriştiler.
2) Bu süreçte Ermeni piskoposları ve komitacıları Ermenilere bağımsız bir devlet kurulması yönünde telkinlerde bulundular. Bu faaliyetler neticesinde 1895 yılında Diyarbakır’da Ermenilerle Müslümanlar arasında bir takım huzursuzluklar baş gösterdi
3) İngiltere’nin başını çektiği altı devlet 11 Mayıs 1895’te Babıâli’ye verdikleri bir nota ile Vilâyât-i Sitte (People also ask) (Vilayet-i Sitte ne demek kısaca? (Daha sonraki dönemde ıslahat kapsamında Ermenilerin diğer vilayetlere nazaran daha yoğunlukta yaşadığı yerler olan Erzurum, Sivas, Van, Diyarbakır, Bitlis, Mamuretü'l-Aziz Vilayetleri için Vilâyât-ı Sitte tabiri kullanılmaya başlanmıştır.) diye adlandırılan Diyarbekir, Erzurum, Bitlis, Van, Sivas ve Mamuretü’l-aziz vilayetlerinde idarî, adlî, askerî ve malî konularda Ermeniler lehine ıslahat yapılması için baskı yaptılar. Ancak Abdülhamit, Doğu vilayetlerini Balkanlaştıracak buimtiyazlara karşı çıktı.
4) Avrupa devletleri tarafından Osmanlı Devleti’ne kabul ettirilmeye çalışılan bu ıslahat Ermeniler tarafından‚ imtiyaz‛ olarak kabul edilmekteydi.
5) Oysa bu durum Müslüman ahaliyi ciddi şekilde endişelendirmekteydi. Nitekim söz konusu ıslahatlar vilayette hararetle tartışılmaya başlandı. Bu gelişmeler üzerine 1895 Ekim başında vilayette yani ilde huzursuzluklar görülmeye başlandı.
6) Bu dönemde Diyarbakır vilayeti nüfusunun yaklaşık olarak % 15’ini oluşturan Ermeniler çoğunluğu oluşturuyormuş gibi davranması, Müslüman ahaliyi kaygılandırmakta ve öfkelendirmekteydi. Sonunda 1895 Eylül’ünün son haftasında Müslüman halk Ulu Camii Kütüphanesi’nde toplandı. Yapılan toplantıda, Ermeniler lehine yapılacağı düşünülen düzenlemelerin ilgililer nezdinde teşebbüse geçilerek protesto edilmesi ve gereken tedbirlerin alınması için vilayetin ileri gelenlerinden bir komisyon oluşturuldu.
7) Bu komisyon, Mabeyn-i Hümayun’a(Osmanlı sarayında devlet işlerinin görüldüğü mekân) bir telgraf çekerek Ermeniler lehinde yapılması düşünülen ıslahatları protesto etti.
8) Diyarbakır şehir merkezinde 1 Kasım 1895 Cuma günü yine alışılmışın aksine kilise çanları çalmaya ve kiliseler Ermenilerle dolmaya başladı. O gün gayrimüslimlerin dükkânları açılmamıştı. Öğlen ezanının okunmasıyla berber, Müslümanlar da Cuma namazını kılmak için camilere doldu.
9) Müslümanlar camilerde Cuma namazını eda ederken, Ermeni komitacıları, daha önceden planladıkları üzere, Ulu Cami, Fatih Paşa, Behram Paşa, Ali Paşa, Sultan Sasaa, Sin, Arap Şeyh ve Şeyh Matar camilerine silahlı saldırılarda bulundu. Meydana gelen ilk saldırılarda birçok Müslüman camilerin içinde ve avlusunda hayatını kaybetti.
10) Şehirde meydana gelen olaylarla eş zamanlı olarak Diyarbakır’a bağlı bazı kaza, nahiye ve köylerde de olaylar yaşandı. Şehir merkezindeki olaylar ancak üç gün sonra kontrol altına alınabildi. Ancak vilayete bağlı Mardin ve Ergani sancaklarında olaylar ancak bir hafta sonra kontrol altına alınabildi…
Ermenilerin başlattığı saldırılar yer yer halklar arası çatışmaya dönüştü. Bu olaylarda Ermenilerin de arasında bulunduğu Hıristiyanlardan ve Müslümanlardan çok sayıda insan maddi zarara uğradı, yaralandı ve yaşamını kaybetti. Bu arada olayların başladığı gün vilayet merkezinde meydana gelen yangında ise çok sayıda dükkân, işyeri ve atölye yandı.
11) Valilik bünyesinde oluşturulan tahkikat komisyonunun raporları, Ermeniler dışındaki diğer gayrimüslimlerin tahkikat komisyonlarına sundukları belgeler, olaylar sırasında ele geçirilen mektuplar, silahlar ve bombalar ile bir takım kişilerin itirafları olaylara Ermenilerin sebebiyet verdiğini açıkça göstermektedir.
12 . Yangın Mahiyeti Hakkında Bilgisine Başvurulan Kişilerin İfadeleri Diyarbakır’da 1 Kasım Cuma günü olaylarla eş zamanlı olarak başlayan yangının mahiyetinin tespit edilmesi amacıyla görgü şahitlerinin, gerek Belediye ve gerekse Jandarma Komutanlığı tarafından yangının söndürülmesi için görevlendirilen kişilerin ifadesine başvurulmuştur. “Tahkikat raporunun başlığı, “Teşrin-i Evvelin yirminci Cuma günü saat yedi raddelerinde Diyarbekir’de zuhûr eden harîkin esbâb-ı zuhûru hakkındaki tahkikata dairdir”
Devam Edecek ( Tahkikat Komisyonu Oluşturuldu)