Diyalogdan müzakereye, müzakereden çatışmaya (2013-2015) :Türkiye daha önce çözümü nasıl aradı? Mekanizmalar nasıl oluştu?
Taraflar nerede yanlış yaptı? 2009’da Oslo’da başlayan ilk çözüm serüveni,;2013’te resmî müzakerelere ve heyetlere dönüştü.
Ancak 2015 Şubat’ında Dolmabahçe’de önce masa dağıldı sonra da Temmuz’da Suruç Katliamı ve Ceylanpınar’daki polis cinayetleriyle süreç sona erdi.
Türkiye’de yeniden alevlenen Kürt sorununda çözüm tartışmaları, dikkatleri önceki süreçte neler yapıldığına yeniden çevirdi. Önceki süreç için her ne kadar 2013-2015 arasındaki gelişmeler damga vursa da ilk adımları 2009’da başladı. İşte çözüm sürecinin kronolojisi.
2009: Oslo görüşmeleri ve Habur süreci
MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş, 2009’da PKK yetkilileri Sabri Ok ve Mustafa Karasu ile Oslo’da tarihi bir görüşme gerçekleştirdi. Bu toplantılarda MİT ve PKK arasındaki “samimi” dil dikkati çekti. Görüşmelerin derinlik kazandığı anlaşıldı.
PKK üç temel talepte bulundu: Anayasal değişiklik, seçim barajının yüzde 7’ye düşürülmesi ve Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması….
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 11 Mart 2009’da Kürt sorunuyla ilgili “ilerleyen günlerde bazı gelişmeler olacağını” belirtti. Gül ardından 24 Mart’ta Bağdat’a giderken gazetecilerle sohbetinde Kuzey Irak için “Kürdistan” ifadesini kullandı.
Temmuz ayında İçişleri Bakanı Beşir Atalay bir aylık süreç içinde yaptığı görüşmelerin olumlu olduğunu açıkladı. Hakan Fidan’ın dönemin Başbakanı Erdoğan’ın süreci desteklediğini belirtmesi üzerine görüşmelerin hızı arttı.
19 Ekim 2009’da Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla 34 PKK üyesi Habur Sınır Kapısı’ndan girip teslim oldu. Gelenleri karşılamak üzere Şırnak’ın Silopi İlçesi’nde yaklaşık 50 bin kişi bir araya geldi.
‘’Dağdan inen” 34 PKK’lı Öcalan’ın çağrısı ile Habur’da
11 Aralık 2009’da ise Anayasa Mahkemesi, oybirliğiyle DTP’nin kapatılmasına karar verdi. Genel Başkan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un milletvekilliği düşürüldü.
2011’de karşılıklı çatışmaların artmasıyla Oslo süreci durdu. BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız tutuklamalarla birlikte sürecin bittiğini ilan etti. 2011 yılında Suriye İç Savaşı patlak verdi. PKK eksenindeki Kürtler, başta Kobani olmak üzere yaşadıkları yerlerde bir, bir özerklik ilan etti.
28 Aralık 2012’de bir televizyon röportajında Recep Tayyip Erdoğan Kürt sorununu çözmek için hükûmetin İmralı’da hapis yatmakta olan Abdullah Öcalan ile görüşmeler yaptığını duyurdu. Erdoğan, “Devlet İmralı ile görüşüyor” dedi.
Bu arada PKK’nın önemli isimlerinden Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez 9 Ocak 2013’te Paris’te cinayete kurban gitti. Cinayetler, Öcalan’la müzakerelerin başladığı dönemde gerçekleşti.
İmralı ve Kandil arasında heyet trafiği nasıl başladı? Nasıl devam etti?
3 Ocak 2013’te Ahmet Türk ve BDP milletvekili Ayla Akat Ata, İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüştü. Ardından BDP heyeti Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Altan Tan 23 Şubat 2013’te İmralı’ya gitti. İki yıl boyunca birçok farklı isimden oluşan heyetler İmralı ile Kandil arasında 20’den fazla görüşme gerçekleştirdi. Öcalan’ın kötü koşullarının iyileştirilmemesi ve yasal güvence eksikliği en büyük sorun oldu.
PKK süreçte üçüncü göz/izleme heyeti talebinde ısrarcı oldu. KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık “PKK’nın silah bırakması için Öcalan’a özgürlük ve anayasal güvence şart” dedi.
HDP heyeti görüşmelerde arabulucu rolü aldı. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ barış için Öcalan dahil siyasi mahkumların serbest bırakılması, Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) kaldırılması ve anadilde eğitim taleplerini iletti. Görüşmelerde Öcalan sürecin sonucu için hakemlik görevi üstlenecek üçüncü bir gözün gerekliliğini vurguladı.
28 Şubat 2013: İmralı tutanakları sızıyor
28 Şubat 2013’te Milliyet Gazetesi BDP heyetinin Öcalan’la yaptığı görüşmelerin tutanaklarını yayınladı. Tutanakların sızdırılması süreçte derin bir güven bunalımı yarattı. Olay Türkiye içinde de sürecin şeffaflığı tartışmalarını alevlendirdi.
Devam Edecek (2013 Nevrozu’nda Öcalan’ın mektubu okundu)