Geçtiğimiz pazar günü Amed spor-Ankaragücü maçını birkaç Beşiktaşlı arkadaşlarımla TV’den izledim. Stattaki muhteşem atmosferin insanı etkilememesi mümkün değildi.
Maçın başlaması ile birlikte on binler futbola yakışır bir ritim seremonisi sergilemesi gerçekten de görülmeye değerdi.
Sporun her dalı önemli olmasına rağmen futbolun yeri biraz daha farklı. Hemen hemen neredeyse her şehrin bir futbol takımı var. Futbol diğer spor dallarına göre kitleler üzerinde farklı bir etki yarattığı bilinen bir gerçek. Amed spor maçlarını hiç kaçırmayan biri olarak şehrimize yakışmayan bazı hareketler de olmuyor değil. Elbette ki, birçok şehirde, birçok takımda bir Amed fobisi de yok değil. Önemli olan sana yapılanın aynısını rakibine yapmaman. Diyarbakırlılara da bu yakışır. Kültürümüz, tarihimiz, gelenek ve göreneklerimiz bunu gerektiriyor. Toplumların kendilerine özgü olan ve gelecek nesillere maddi ve manevi her şeyi aktarma kültürüyle yoğrulan kadim uygarlıkların serpilip geliştiği şehrimizin ismidir AMED…
90 dakika boyunca takımlarını destekleyen taraftarlar, rakibe ve gözleri üstünde olan en ufak bir açığını gördüğünde mangalda kül bırakmayan şovenist ırkçılara pirim vermemesi gerekir. Futbol elbette ki adrenali en yüksek anları içinde barındıran bir spor. Taşkınlık olmaz demiyorum, ancak dozajı iyi ayarlanan hareketler sergilemek daha akıllıca. Futbol kazanmanın yanı sıra, kaybetme sanatıdır da bir bakıma. Oyun boyunca rakip takım futbolcularına yönelik, tezahüratlara da eyvallah. Ama yanıcı, parlayıcı ve benzeri maddeler atmak takıma faydadan çok zarar verdiği bilinmelidir.
Bahane hazır arkadaşlar. Stat zemininin halen patates tarlasına benzemesi en güzel örnek. Amaç Amed’in başarısına gölge düşürmek. Senin neşene, sevgine, kenetlenmene set çekmek isteyenlere vereceğin en güzel cevap aldığın terbiye gereği benliğinle bütünleştirdiğin kültürünle yanıt vermek olmalı. Ankara basınında kıyametler koparılıyor. Amed ve taraftarı hakkında neredeyse ‘’Barbar’’ yakıştırmasına kadar varan iğrenç sözler kaleme alınıyor. Anasının ak sütü gibi helal bir galibiyet alan Amed Spora sahip çıkmak ve başarısını kalıcı hale getirmek de taraftarların görevidir.
Naçizane görüşüm, kenetlenmeye, alkışlamaya, halaya durmaya evet. Ama rakibine ve gözleri senin üstünde olan en ufak bir hatada ceza yağdırmak için kontrol kulesinde bekleyenlere elinin tersiyle ‘’Haydi oradan, bizden sana mama yok’’ demek gerekir. Takımın başarısına gölge düşürecek her türlü hareketten kendimizi men ettiğimiz zaman her şey daha güzel olacak.
Dünyada hiçbir takıma nasip olmayan bir taraftara sahip olan Amed Spor’a başarılar…