16 Kasım 2013: Diyarbakır’da tarihi buluşma Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ve ünlü Kürt Sanatçı Şivan Perwer’i davet etti.

Bir mitinge dönüşen programa İbrahim Tatlıses de katıldı. Mitinge hep birlikte okunan Kürtçe ağıtlar damga vurdu.

17-25 Aralık 2013: Yolsuzluk soruşturmaları süreci nasıl etkiledi?

Aralık 2013’teki yolsuzluk soruşturmalarıyla süreç yeni bir kırılma yaşadı. Öcalan soruşturmaları “darbe girişimi” olarak niteledi ve “Ülkeyi darbe ateşiyle çevirmek isteyenler benzin taşımayacağımızı bilmeli” dedi. Öcalan, demokratik dönüşüm şartıyla Erdoğan’ı yıpratmaktan kaçındı.

BDP/HDP yolsuzluk konusunda mecliste etkili konuşmalar yapsa da AKP’ye karşı sert tutum almadı. Sırrı Süreyya Önder bu süreçte Erdoğan’la görüştü. Erdoğan süreçle ilgili anayasal değişiklik sinyali verdi. KCK’ya sürece destek verip vermeme kararı bırakıldı.

Heyet trafiği nasıl sürdü?

Demirtaş, Öcalan, Buldan (İmralı Cezaevi), HDP heyeti iki yıl boyunca İmralı ile Kandil arasında 20’den fazla kritik görüşme gerçekleştirdi. Her görüşmede temel talepler masadaydı. Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve İdris Baluken 17 defa İmralı’ya gitti. Öcalan’ın tutulma koşullarının iyileştirilmemesi ciddi rahatsızlık yarattı. KCK Yürütme Konseyi üçüncü göz olarak uluslararası bir gözlemci heyeti talep etti. Devlet bu talebi “iç mesele” diyerek reddetti.

PKK cephesi Öcalan’ın tecrit koşullarında müzakerenin sürmeyeceğini söyledi. HDP milletvekilleri Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, Levent Tüzel ve Sırrı Süreyya Önder tutuklu vekillerin serbest bırakılması için Meclis’te açlık grevi başlattı. İmralı görüşmelerinde Öcalan sürekli “sabır taşının çatladığını” vurguladı. KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık, “Öcalan’la görüşmeler olmadan PKK silah bırakmaz” açıklaması yaptı.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan 20 Ağustos’ta İmralı’ya giderek Öcalan’la görüştü. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay görüşmelerin Avrupa ve Kandil’e uzanmasını istediklerini belirtti.

2014 Belediye Seçimleri sonuçları

30 Mart 2014 Yerel Seçimleri’nde BDP ve HDP tarihlerinin en büyük başarısına imza attı. BDP Doğu ve Güneydoğu’da, HDP ise Batı’da seçimlere girdi. İki parti toplam 101 belediye kazandı. Diyarbakır, Van, Mardin büyükşehir belediyelerinin yanı sıra, Batman, Siirt, Şırnak, Hakkari, Tunceli, Iğdır ve Ağrı il belediyelerini aldı. AKP bölgede oy oranlarını artırsa da BDP-HDP’nin hakimiyetini kıramadı. MHP ve CHP’nin bölgedeki varlığı zayıfladı. Seçimler çözüm sürecine halk desteğini gösterdi.

BDP milletvekilleri 28 Nisan’da HDP’ye geçti. BDP ismini Demokratik Bölgeler Partisi olarak değiştirdi ve faaliyetlerini Kürt şehirlerine kaydırdı. HDP Eş Genel Başkanları Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü yeni dönemde Türkiye partisi olma hedefini açıkladı. Seçim sonuçları Kürt siyasal hareketinin çözüm sürecinden güçlenerek çıktığını gösterdi. HDP’nin batıdaki oy oranlarındaki artış, partinin geleceğinin işaretçisi oldu.

Demirtaş 2014’te Cumhurbaşkanı adayı oldu

10 Ağustos 2014: Demirtaş, “baraja” yaklaştı. 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş yüzde 9,76 oy aldı. İktidar ve muhalefetin HDP’ye önerdiği “Türkiyelileşme” kavramını eleştirdi. Özgürlükçü ve çoğulcu kimliklerin siyasette geniş alanlarda olması gerektiğini vurguladı.

Kürtleri siyasetin merkezine koyarak ayrıştırıcı değil bütünleştirici bir demokratik süreç izledi. Hem medya hem de etkili dil kullanımı ile DTP ve BDP’nin erişemediği bir oy oranına ulaştı. Bu seçim performansı 7 Haziran’daki başarının habercisi oldu.

6-8 Ekim 2014: Kobani olayları nasıl patladı?

IŞİD’in Kobani’yi kuşatması üzerine 6-8 Ekim 2014’te protestolar başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Kobani düştü düşecek” dedi. HDP’nin halkı direnmeye çağırmasıyla beraber İnsan Hakları Derneği verilerine göre 41 kişi öldü, 682 kişi yaralandı. Öcalan’ın çağrısıyla olaylar durdu. Öcalan “Kobani düşerse çözüm süreci biter” uyarısında bulundu. KCK Yürütme Konseyi Başkanı Cemil Bayık TBMM’nin Suriye tezkeresi üzerine “Meclis’ten geçen tezkere savaş ilanıdır, tüm birlikleri geri gönderdik” dedi.

Protestolar süreçte derin bir kırılma yarattı.

Davutoğlu’nun iç güvenlik yasası neleri değiştirdi?

Kobani olaylarından sonra dönemin Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun övgüyle bahsettiği iç güvenlik yasası polise geniş yetkiler verdi. HDP yasa tasarısının barışa engel olacağını söyledi. Selahattin Demirtaş “İç Güvenlik Paketi barış getirecek bir yasa tasarısı değil, hükümet yürüttüğü politikayla barışa yaklaşmıyor” dedi. Yasa tasarısının görüşülmesi iki kez ertelendi.

KCK, “İç güvenlik paketi sürece zarar verecek” açıklaması yaptı. Yasa protestolara müdahaleyi kolaylaştırdı ve toplumsal muhalefetin bastırılmasına zemin hazırladı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İç Güvenlik Paketi’ni öne sürerek “Hükümet bir yandan pakette ısrar edip bir yandan demokratikleşmede ilerleme sağlıyorum diyemez” dedi.

28 Şubat 2015: Dolmabahçe mutabakatı ve masa dağılıyor

Yalçın Akdoğan, Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken (Dolmabahçe Mutabakatı);28 Şubat 2015’te hükümet ve HDP heyeti tarihi Dolmabahçe mutabakatını açıkladı. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal ve HDP heyeti 10 maddelik metni kamuoyuyla paylaştı.

Öcalan’la görüşmeleri yürüten eski MİT Başkan Yardımcısı ve Kamu Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu da toplantıdaydı. Öcalan PKK’ya silahsızlanma kongresi çağrısı yapacaktı. Ancak KCK “Kürt sorunu çözülmeden PKK silah bırakmaz” açıklaması yaptı.

Erdoğan “Haberim yok, doğru bulmuyorum. İki ayrı metin okundu, bunlar aynı değildi. Hükümetin Başbakan Yardımcısı’yla parlamento grubunun yan yana o resmî vermesini doğru bulmuyorum” diyerek süreci siyaseten bitirdi.

PKK yöneticisi Mustafa Karasu “AKP hükümeti Öcalan’ın 10 başlığını müzakere edip sorunu çözmeden PKK silah bırakmaz” dedi.


Devam Edecek :( Mart 2015’te süreç tamamen zayıfladı. )