Gelişmiş ülkelerde emeklilik, hayatın bir ödülü gibi görülür. Ancak ülkemizde bu kavram, ne yazık ki, ekmek kapısına dönüşmüş durumda.
Yıllardır süren yanlış ekonomik politikalar, gelir adaletsizliği ve hayat pahalılığı, milyonlarca emeklimizi çalışmaya zorluyor.
"Çalışan emekli" ifadesi, ülkemizin ekonomik gerçekliğinin acı bir yansıması haline geldi. Bir ömür boyu çalışmış, emeğini vermiş insanlar, yaşlılık günlerinde bile maddi sıkıntılar çekiyor. Emekli maaşları, temel ihtiyaçları karşılamaya yetmezken, ek işlere yönelmek zorunda kalınıyor. Bu durum, hem bireysel hem de toplumsal bir sorun.
Emeklilerin yaşadığı bu mağduriyetin sorumlusu, elbette ki emeklilerin kendileri değil. Ülkenin kaynaklarını adil dağıtamayan, gelir uçurumunu derinleştiren politikalar, bu sorunun başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Emekli maaşlarından yapılan kesinti gibi uygulamalar ise tuzu biberi. Bir yandan emeklileri çalışmaya zorlanırken, diğer yandan da hak ettikleri maaşlardan kesinti yapılması kabul edilebilir değil.
Emekliliğin, huzurlu ve güvenli bir yaşam sürme hakkı olduğu unutulmamalıdır. Bu hakkın gasp edilmesi, toplumun tümünü ilgilendiren bir sorun. Emeklilerin yaşadığı bu mağduriyetin giderilmesi için acil çözümler üretilmeli, emekli maaşları yaşam standardını yükseltecek şekilde artırılmalı ve gelir adaletsizliği giderilmelidir. Aksi takdirde, "çalışan emekli" kavramı, ülkemizin geleceği için de büyük bir tehdit olmaya devam edecektir.
Emeklilik, hayatın bir ödülü olmalı, bir yük olmamalıdır.