Aşık Serdari'nin en bilinen ezgilerindendir; ''Nesini söyleyim canım efendim..'' Güzel ve beğendiğim bir türküdür; dinleyemeyenlere tavsiye ederim.

1834/1835 -1922 yılları arasında yaşamış halk ozanı Aşık Serdari, hem kendisinin hem de toplumun sosyal ve ekonomik dertlerini anlatır, bu dizeleriyle.

Serdari'nin 17 kıtadan oluşan şiiri ''Serdari halimiz böyle n’olacak, Kısa çöp uzundan hakkın alacak'' dizeleriyle son buluyor.

Nesiller boyunca kulaktan kulağa dolaşan, hafızalara kazınmış bu ezgi, yaklaşık iki asır öncesinden günümüze kadar yankılanıyor. 

Aşık Serdari’nin yürek burkan dizeleri, sanki bugünü anlatır gibi:

“Nesini söyleyim canım efendim
Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim
Arzuhal eylesem deftere sığmaz
Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim.”

Serdari, sanki zaman tünelinden geçip günümüz sorunlarına tercüman olmuş gibi. 

Aradan geçen onca yıla rağmen, hâlâ aynı dertlerle boğuşuyoruz. 

Yıllardır hep aynı sorunlarla boğuşup durmamız ne kadar da tanıdık bir manzara değil mi?

Zaman değişse de dertler değişmiyor; sosyal ve ekonomik sancılar aynı şekilde sürüyor. 

Modern dünya hızla ilerlerken, bizler aynı kısır döngüde sıkışıp kalıyoruz. Bir adım ileri gitmeyi hayal ederken, kendimizi tekrar aynı noktada buluyoruz. 

Her şeyin düzeleceğine dair umutlar beslerken, bir kez daha aynı çıkmaza saplanıyoruz. 

Yıllar geçiyor, ama bir türlü düzen tutmayan telimiz, iyileşmeyen yaralarımız devam ediyor. 

Modern ülkeler ilerleyip gelişirken, refah seviyesini yükseltirken, bizse sadece izliyoruz. Aramızdaki uçurum giderek büyüyor.

Belki de sorun sadece zamanın akışında değil, düşünce yapılarımızda saklı. 

Belki bir gün, gerçekten değişir, telimizi düzeltir, sorunlarımızı çözeriz.