Bir zamanlar enflasyonun düşeceği müjdesi vatandaşa umut olmuştu. Ne var ki bu umut, yerini derin bir hayal kırıklığına bıraktı.

Her yeni açıklama, her yeni karar, vatandaşın güvenini daha da zedeledi. Ekonomi artık dikiş tutmuyor. İş, vaatlerle götürülüyor.

Son yıllarda ekonomi bakanlarının söylediklerini hatırlayalım; Karadeniz'deki doğal gaz keşfiyle cari fazla dönemine gireceğimiz söylendi, olmadı. "Heterodoks ekonomi" adıyla yeni bir dönem başlayacağı söylendi, o da olmadı. Sonunda vaatler, yerini acı bir gerçeğe bıraktı.

İkinci kez göreve gelen Maliye Bakanı Şimşek'in açıklamaları da şaşkınlık yarattı. 

"Enflasyonun en adaletsiz vergi" olduğunu söyleyen Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, halkın geçim sıkıntısı çektiğini de itiraf etti. Ancak yıllardır yaşananlar, bu sözlerin gerçeklikten uzak olduğunu gösteriyor. 

Pazara gittiğini söyleyen Bakan'ın hangi pazara gittiği, vatandaşlarla ve esnafla görüşüp görüşmediği merak konusu.

Ekonomiyle ilgili alınan tedbirler, uygulamalar da adeta yapılıyor gibi görünüyor. Bir yandan tasarruf adı altında çocuklara okulda yemek verilmezken, diğer yandan Diyanet ve Maliye Bakanlığı tuvaletlerinin yapımı için milyarlarca liralık ihaleler açılıyor. KKM uygulamasıyla kamuya büyük zararlar verilirken, köprü ve havaalanlarında maliyetlerin çok üzerinde garantiler veriliyor.

Bu tabloda en çok zararı gören, kuşkusuz ki çalışan, emekli, kısaca dar gelirli kesim. Vergi yükü artarken, fiyatlar her geçen gün yükseliyor. Sermayenin vergileri silinirken, vatandaş, belini büken vergilerle karşı karşıya kalıyor.

Özetle, ekonomide yaşananlar, vatandaşın umutlarını yerle bir etmiş durumda. Enflasyon, gelir adaletsizliği, israf ve geçim sıkıntısı gibi sorunlar, ülkenin geleceği hakkında ciddi endişeler yaratıyor.