Su ihtiyacı karşılaNmıyor.1990' lı yıllarda artan yoğun göç nedeniyle mevcut su miktarı ve tesisler ihtiyacı karşılayamaz hale gelmiş.

Bu nedenle Gözelide ilave kuyular açılmış ve isale hattının 1 km.’si yenileme çalışmaları başlatılmış ancak bu çalışmalar devam etmemiştir.

1995 yılında altyapının tamamen felç olması nedeniyle şehrin 2030 yılına kadar sorunsuz su temini için yeraltı suları yerine yüzeysel su kaynakları alternatifi üzerinde durulmuş; önce Devegeçidi Barajı, daha sonra kirlilik nedeniyle vazgeçilerek Dicle Barajı kaynak olarak seçilmiştir.

Yaşanan göçle, kent nüfusunun artması ve şebeke sisteminin eski ve kayıplarının fazla olması nedeniyle büyük oranda su sorunu yaşanan kentte, Diyarbakır İçmesuyu Arıtma Tesisi Projesi devreye sokularak, kentin içme, kullanma ve endüstri suyu gereksinimini 2025 yılına kadar karşılanması projelendirilmiş.. Ancak bu proje 2 kademeden oluşmaktaydı. Şu anda işletilen kısım projenin 1. kademesini oluşturmaktadır. Kentte su sorununun oluşmasıyla birlikte 2. kademe programa alınacak ve ihale edilecekti.  Daha sonra kentin ihtiyacına cevap veremeyecek hale gelen su üretimi, 2001 Haziran ayında DSİ tarafından yapılan ve şu an DİSKİ tarafından işletilen Diyarbakır İçmesuyu Arıtma Tesisi’nin devreye alınmasıyla yeterli hale geldi..

AVRUPA STANDARDINDA SU

Diyarbakır’ın kullanımına verilen suyun, son derece kaliteli ve Avrupa Topluluğu Standartları ve TSE 266 standartlarına uygun olduğu belirtilmektedir...

Çağdaş bir kent olgusunun en önemli temel taşlarından biri olan altyapı konusunda DİSKİ çalışmalarıyla son yıllarda hayata geçirdiği dev projelerle daha modern ve etkin hale getirdiği belirtilmektedir..

Kaynak; * Basri KONYAR Diyarbekir Yıllığı Ankara 1936, sf 207, 211-212: Şevket BEYSANOĞLU Anıtları ve Kitabeleri ile Diyarbakır Tarihi 2. cilt  (DİSKİ)

KENTİN KAYNAK SULARI

Mustafa Akif Tütenk ; Diyarbakır suları ile ilgili makalesinde; Diyarbakır sularının sur içindeki kaynaklar ve şehre dışarıdan getirtilen menbaalar olarak ikiye ayırır. Sur içindeki Ayn-ı Zülal (Aynzele, Balıklı), Ali Dede ve Kal’a suyu olmak üzere üç kaynağın varlığını ifade eder ve ekler Tütenk: “Şehir içi menbaalarında Çift Kapıdaki Ayn-i Zülal (Anzele) suyu İç Kale (Kal’a) suyundan daha büyük ve bol olup birçok caminin ihtiyacını giderdikten sonra (Mardin Kapıda’ki) Sultan Şuca Çeşmesi’ne kadar varmaktadır'' der...

1874 tarihli Diyarbakır Salnamesi incelendiğinde görülür ki; şehirde (sur içinde) 130 çeşmenin varlığı söz konusudur. Bugün geriye dönüp baktığımızda bu çeşmelerden hemen hiçbirinin yaşamıyor olması ilginçtir. Bir kısmının yerinde eskiden çeşme olduğuna dair fiziki yapılar olmakla birlikte İçkalede Aslanlı Çeşme’nin suyu uzun bir süre kesintiden sonra akmaya başladı, Mardin Kapı’daki Hatun Kastal’ı Çeşmesinin suyu akmamaktadır. Arbedaş’taki, Arbedaş kaynağının da suyu kurumuş ve harap durumdadır. Üzerindeki kitabenin ise kimse farkında dahi değildir.