Nevruz’un Tarihsel Kökeni  Versiyon 1 ; Newroz’un tarihsel kökenine inildiğinde günümüzden yaklaşık 4 bin 350 yıl gerilere dayanan bir geçmişinin olduğu görülmektedir.

Bu dönemde Gutilerin tapınaklarda Zagmuk adında bir bayram yaptıkları bilinmektedir. Zagmuk da ‘Yeni gün’ anlamındadır. Zagmuk bayramı törenlerinde ateşler yakılır ve kral halkın arasına girer. 

Daha sonraki yüzyıllarda Zagmuk geleneği Zerdüştlükte de ortaya çıktığı görülür ve bu tören gelenekleri Gutilerden sonra Hurriler, Kassitler, Mitaniler, Urartular ve Medler zamanında da korunur.

 Mezopotamya da Newroz efsanesi olarak bilinen ve özgürlük tutkusuyla bütünleşmiş olan Demirci Kawa başkaldırı kahramanı, Newroz ise; direniş ve başkaldırı günü olarak tarihe geçer.

Versiyon 2 : Kürt mitolojisindeki Kawa efsanesine göre, Kürtler günümüzden (2007) 2500-2600 yıl öncesinde Zuhak (Bazı kaynaklara göre Dehak) adında Asurlu, çok ama çok zalim bir kralın altında yaşayan Kawa adında bir demirci vardı. Bu kral tam bir canavardı ve efsaneye göre her iki omzunda da birer yılan bulunuyordu. Her gün bu iki yılanı beslemek için iki çocuğu sarayına kurban olarak getirtip aşçılarına bu iki çocuğu öldürtüp beyinlerini yılanlarına yemek olarak verdiriyordu. 

 Aynı zamanda bu canavar kral ilkbaharın gelmesini engelliyordu. En sonunda bu zulümden bıkan ve bir şeyler yapmak isteyen Armayel ve Garmayel adlı iki kişi kralın sarayına mutfağa aşçı olarak girmeyi başarırlar ve Kralın yılanlarını beslemek için beyinleri alınarak öldürülen çocuklardan sadece birini öldürüp diğerinin gizlice saraydan kaçmasına yardımcı olurlar. Böylece ellerindeki bir insan beyni ile kestikleri bir koyunun beynini karıştırarak yılanlara vererek her gün bir çocuğun kurtulmasını sağlamış olurlar. 

İşte bu kaçan kişilerin Kürtlerin ataları olduğuna inanılır ve bu kaçan çocuklar Kawa adlı demirci tarafından gizlice eğitilerek bir ordu haline getirilirler. 

Böylece Kawa’nın liderliğindeki bu ordu bir 20 Mart günü zalim kralın sarayına yürüyüşe geçer ve Kawa kralı çekiç darbeleri ile öldürmeyi başarır. Ve Demirci Kawa etraftaki tüm tepelerde ateşler yakar ve yanındakilerle birlikte bu zaferi kutlarlar. Böylece Kürt halkı zalim kraldan kurtulmuş olur ve ertesi gün ilkbahar gelmiş olur. Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/ Demirci_Kawa_Efsanesi 

N E R V O Z
 
NEWROZ VE KAWA EFSANESİ
 
 Rivayete göre, İranlılar ile Hintlilerin henüz ayrılmadığı dönemde saltanat sahibi, çölde yaşayan faziletli “Merdas” adında bir zat yaşar. Arap asıllı olan bu zatın bir de Dahhak” adında bir oğlu vardır. Şeytan kıyafet değiştirerek Dahhak’a gelip babasını öldürerek yerine geçmesini öğütler. Dahhak babasını öldürür ve tahtına geçer. Saltanatın cazibesine kapılan Dahhak kendisine bu fikri veren şahsı (şeytanı) yanına çağırır ve onu bir hediye ile ödüllendirmek ister. Ancak şeytan hediyeyi kabul etmez, buna karşılık omuzlarından öpmek ister ve öper. Şeytanın öptüğü yerlerde birer ejderha peydah olur ve sonra da şeytan kaybolur. Bu iki ejderha günden güne büyümektedir. 

Dahhak ülkesindeki bütün hekimleri toplatır. Hekimler buna bir çare bulamayınca da hepsini öldürtür. Bir gün hekim kıyafetinde şeytan ortaya çıkar ve ejderhaların kendisini rahatsız etmemesi için her gün iki genç insan beyni yemesini tavsiye eder. Daha sonra aşçı kılığıyla saraya giren şeytan, her gün iki gencin beynini hazırlayarak Dahhak’a yedirir. Bir süre sonra şeytan ortadan kaybolur ve saraya iki aşçı alınır. Bu iyi yürekli Ermail ile Kermail adlı iki aşçı aralarında anlaşarak saraya getirilen her iki gençten birinin beynini ikiye bölüp Dahhak’a iki beyin diye takdim ederlerken kurtulan gençleri de şehirden uzakta dağda hayatlarını tembih (devam ) ederler ve böylece kurtulan ve dağda yaşayan geçlerin sayısı iki yüzü bulur. Firdevsi’ye göre işte bugünkü Kürt kavminin aslı bunlardan türemiştir.
 
 Efsaneye göre bir gün ölüm sırası Kawa adında bir demircinin oğluna gelir. Kawa saraya girerek, bu uğurda on yedi oğlunun beyninin çıkartılıp öldürüldüğünü, hiç olmazsa sonuncu oğlunun bağışlanmasını isterse de reddedilir.

Bunun üzerine o da bu gidişe son vermek isteyen halkla bütünleşerek ve dağlarda yaşayanlardan da yardım alarak zalim Dahhak’ın saltanatına son verir. Ve ondan sonra her şey yeniden başlar. Bugün yeni gündür, Newroz’dur. İşte Dahhak ve Demirci Kawa efsanesi bundan ibarettir (Firdevsi, 1992: 104-16).
 
 Dahhak , adı Hint, İran, Arap ve Türk halkları arasında sıkça kullanılan ve kötülük timsali bir zattır. İlk kez Zerdüşilerin kutlu kitabı Avestada adı geçer. Bazı Hint kaynaklarına göre de halkı putperestliğe çağıran, sapık din kurucusu Arap asıllı bir kişidir. Pehlevi metinlerine göre Dahhak İran yöneticileri arasında baskıcı bir yöneticidir ve onu Kirsap adlı bir kahraman öldürür ve ondan sonra her şey yeniden başlar onun ölümü bir yeni gündür. Nevruz’dur.
 
 İslam geleneğinde ise bir zulüm örneğidir. Nuh’un oğlu Yafes’in soyundan olan zalim bir hükümdardır.
 
Ayrıca İslam kaynaklarında Dahhak’a ait sıfatların çoğunun, Deccal’ın sıfatlarına benzediği görülür. Dahhak’ın klasik Türk ve İran edebiyatlarında en önemli vasfı Nemrut ve Firavun gibi zulüm ve kötülük timsali oluşudur. (DEMİRCİ, 1993: 8, 409b).
 
Görüldüğü gibi bu efsane Asya ülkelerinin ortak malı gibidir. Dahhak’a yükledikleri anlam da aşağı yukarı aynıdır. Asya ülkeleri halklarından bir grubun bu efsaneyi kendi siyasi çıkarları uğruna içselleştirdikleri söylenebilir. Özellikle Irak’ta, Türkiye’de, İran’da ve Suriye’nin bazı bölgelerinde Kürtler de bu efsaneye dayanarak etkinliklerde bulundukları ve bu günü zulümden kurtuluş günü olarak algıladıkları bilinmektedir.
 
 Nevruz’un menşei ve hangi millete ait olduğu konusunun en az üç tane efsanesi vardır. Efsaneler üzerine bilimlik kanaat belirtmek mümkün değildir. Herhangi bir milletin efsanelere dayanarak Nevruz’u kendilerine ait görmeleri kültürel etnosantirizmden başka bir anlam taşımaz.
 
  Bunun yanında Alevi-Bektaşi kesimin konu ile daha yakın ilgisinin olduğu da görülmektedir. 
Devam edecek: İslam ve Zerduş İnancı Açısından Nevruz