Her insanın mutlaka bir bilinmeyeni vardır. Gıptayla baktığımız, içtenlikle yad ettiğimiz en güzel insanlar bile, yaşamsal dünyalarında en acı çekmiş olanlarmış meğer…

Usta yazar ve şairler de yaşamsal dünyalarında çok bedeller ödemişler .. Ama yine de yılmamışlar, ayakta kalıp insanların çığlıkları, isyanı, umudu olmuşlar..

Ünlü bazı yazar ve şairin bilinmeyenlerini inceledim. Her birinin bir takıntısı olduğunu gördüm.. Zevkle yazılarını okuduğumuz, şiirlerini dinlediğimiz o yazar ve şairlerin bilinmeyen takıntıları neymiş. Bakalım!..

CAHİT SITKI TARANCI

Küçükken yaramazlık yaptığı için babası tarafından pencereden aşağı sarkıtılmış. O günden sonra ölümden korkmuş ve eserlerinde hep “ölüm” temasını işlemiştir.

NAZIM HİKMET

Nazım Hikmet’in en değişik özelliği devamlı beyaz pantolon giymesiydi. İlham geldiğinde aklındaki sözleri hemen beyaz pantolonuna not alıyormuş. Tüm dünyanın tanıdığı bir şair olmak, böyle değişik özelliklere sahip olmaya bağlıdır belki de.

Bursa cezaevinde ıslak ıslak çok dayak yediği için onun en büyük korkusu su olmuştur.

ÖZDEMİR ASAF

"R" leri söyleyemeyen şair’dir Özdemir Asaf…

Bir gün matbaadan çıkıp Karaköy’e gitmek için bindiği taksinin şoförü sorar “Nereye Birader ? “ yani  “Neğeye biğadeğ?” demiş.  Özdemir Asaf utancından “Kağaköy” diyemez, “Eminönü” der. İner ve oradan Karaköy’e kadar yürür.

YAHYA KEMAL

Hiç evi olmamıştır. Ölene kadar otelde yaşamıştır. Nazım Hikmet’in annesine aşık olmuştur.

TEVFİK FİKRET

Aynı zamanda iyi bir ressamdır. Evinin planını da kendisi çizmiş ve evine isim veren ilk şairimiz olmuştur. En büyük takıntısı: Sol tarafında kimseyi yürütmemek miş…

AHMET HAŞİM

Hastalık derecesindeki takıntısı ise: Toprak yemesidir. Haşim’in şiirlerinde hep gün batımı, gece, ay ışığı, hüzün olmasının sebebi çirkin olmasından kaynaklıydı derler.

TOMRİS UYAR

Üç büyük şairi ( Turgut Uyar, Cemal Süreya, Edip Cansever) kendisine tutsak eden kadın…  Tomris Uyar…

CEMAL SÜREYA

Cemal Süreya, soy ismindeki iki y’den birini bir iddia sonucu kaybetmiştir. Bundan dolayı soy ismi tek “y” ile yazılıyor.

ORHAN VELİ

Ölümü belediyenin açtırdığı bir çukur yüzündendir. Çukura düşmesi sonucu başından yara almış ve ölüm sebebi bu olmuştur Orhan Veli’nin..

CEMİL MERİÇ

En ünlü sözleri kitap okumak üzerine olan Cemil Meriç, gözlerinde oluşan bir rahatsızlık nedeni ile yazıları okuyamayacak duruma gelmiştir. Gözleri göremez duruma geldiğinde ise yakınlarının yardımı ile yazmaya devam etmiş, hatta en verimli eserlerini gözlerinin görmediği dönemlerde kaleme almıştır.

SABAHATTİN ALİ

Sabahattin Ali, su gibi Türkçesi ile kitaplarını kaleme almıştır. Kısacık ömründe hayata her daim pozitif düşüncelerle bakan Sabahattin Ali, diksiyon takıntısına sahipmiş. Yanlış telaffuz edilen bir söz duyduğunda hemen bunu düzeltme girişiminde bulunurmuş. Hatta bu durumundan eşi Aliye Hanım oldukça rahatsız olur, bunu da kendisine söylermiş. Sabahattin Ali bu olayı arkadaşlarına “ Aliye hanım bana bu yüzden fena içerleniyor. Karı koca ağız tadı ile kavga edemiyoruz. Kavganın ortasında tutup diksiyon yanlışlarını düzeltiyorum” diye anlatırmış.

AHMET ARİF

Türkçeyi en iyi kullanan şairlerimizden olan Ahmed Arif, aynı zamanda Zazaca, Arapça ve Kürtçe dillerini de biliyordu. Ata binmeyi daha küçük yaşlarda öğrenen Ahmet Arif, şahlanmayan ata binmezmiş. Yaşamının büyük  bölümünde günde 4 paket sigara içen Ahmed Arif tam bir sigara tiryakisiymiş.

HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR

Hüseyin Rahmi Gürpınar Kulağa sevimli gelen bir alışkanlık! Unutulmaz filmlerden olan Gulyabani filminin esinlenildiği aynı ismi taşıyan kitabın yazarıdır. Hüseyin Rahmi Gürpınar temizlik hastasıymış. Öyle ki, bu özelliğinden dolayı hiç evlenmemiş ve devamlı eldivenleri ile gezermiş. Kendini sosyal ortamlardan soyutlayan büyük yazar, evde örgü örmekten çok hoşlanırmış. Yurtdışından yeni örgü modelleri getirtirmiş. Aynı zamanda örmediği ve yazmadığı zamanlarda da mutfağına kapanır ve ev reçelleri yaparmış.

YAŞAR KEMAL

Yaşamı boyunca Türk edebiyatına sayısız eser bırakan usta kalem Yaşar Kemal, çocukluğunda pek çok talihsiz olaylar yaşamış. Babası Van’dan göç ettiği sırada yanına aldığı Yusuf isimli bir çocuğu kendi çocukları ile birlikte büyütmüş. Yusuf’un camide namaz kılarken babasını kalbinden bıçaklayarak öldürmesine tanık olan Yaşar Kemal, 12 yaşına kadar kekeleyerek konuşmuş. Sağ gözündeki durum ise daha küçük yaşlarda eniştesinin kurban kesmesini izlerken bıçağın bir anda fırlayarak Yaşar Kemal’in gözüne gelmesi ile kör olmasına neden olmuş.

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Söylenenler göre Ümit Yaşar Oğuzcan yirmi üç kez, kendi sözlerine göre de üç kez intihara kalkışmış.

1973 yılında Ümit Yaşar Oğuzcan’ın on yedi yaşındaki oğlu Vedat Oğuzcan, Galata Kulesi’nden aşağı atlayarak intihar eder. Rivayet odur ki, cansız bedeni yerde yatarken avucundaki kağıtta bir not yazılıdır: “Baba intihar öyle edilmez, böyle edilir!” diye yazılıymış..