Aşk nedir sizce, bir iki gün içinde delicesine bir maceranın içinde yaşanan birkaç saatlik unutulmaz anlar mı? Yoksa yıllar boyunca sadık olabilmek, saygı gösterebilmek ve onu kalbinde ve bu dünyada yetmezse başka âlemlerde yaşatabilmek mi? Bazen dersiniz ya, Ben deliler gibi aşığım, işte size canlı örnek 1970 lerde Çocukluğumda gördüğüm en mutlu çift Batmanlı Necma ile Misto. İkisi de hem "deli" hem "âşık" hem de birbirlerine deliler gibi iki aşık. 

             1515 yılında, 4. Murat'ın Bağdat seferi sırasında kendisine büyük yararlıklar gösteren Turhan oğlu Mahmut Paşa’ya Batman Elekhanı bölgesinde ile Botan suyu arasında kalan bölgenin tamamını vermiştir halk dilinde Elah zamanla "Iluh" ismini almıştır. İluh köy birimi olarak kayıtlara geçmiş ve Siirt vilayeti, Elmedin ilçesi oldu.
El-medine ilçesi 1926 yılında bugünkü Batman Çayının taşması nedeniyle haritadan silinmiş ve İluh köyü Eski adı Kubin olan Beşiri ilçesine bağlanmıştır. Batman petrol bulunup ilk deneme kulesi kurulduğunda TPAO'nun tesislerinin bulunduğu bölgeye bakmaktan kelimesinden gelen Batman adı verilir. Kısa zamanda bir köyden Bir ilçeye günümüz de vilayete dönüşür.

             Sene 1970 ler de terzi babam Diyarbakır yanık çarşida işler ters gidip dükkânını devretti. Yakın akrabamız TPAO yani Türkiye Petrollerinde yönetici olunca, babam, daha önceki yazılarımda anlattığım o yıllara “Hamili kart yakinimdir” kartını götürüp oranın resmi terzisi olmuştu. Çocukken elele tutuşmuş iki genç gördüğümüzde arkalarından çocukça hayaller kurarsınız ya, Necma ile Misto’yu görünce bende o duygular oluşmadı. Adana baskısı gazetelerin bir gün sonra geldiği, kısmen feodal bir yaşamın sürdüğü o zamanlar için küçük bir ilçede bu garip durumdu. 1970 li yılarda Esnaf onları gördüğünde gülümser, manifaturacı Necma’ya (Necmiye) üç metre basma hediye eder, Konfeksiyoncu Mısto’ya (Mustafa) güzel bir gömlek giydirir, Lokantacılar onları zorla içeri çeker, yemek verirdi. Kısacası onlar Batmanda neşe kaynağıydı. Aklıma gelen bir soru, o yıllarda hippi kıyafetli bir erkek, mini etekli bir genç kız aynı şekilde sarmaş, dolaş Batman sokaklarında dolaşsalardı halkın tepkisi ne olurdu? Yorumu size bırakıyorum.

Hayatında bir defa bile eşine çiçek almamış, gülümsememiş, ona hep kötü davranmış insanlar, Onlara neden gülümsüyordu, hala anlamını çözmüş değilim, Belki de sosyolojide bir doçentlik tezi olabilir. Hayatınızı dertlerinizi, günlük sorunlarınızı paylaştığınız insana gülümsemek çok mu zor.Kırgızistanlı Cengiz Aytmatov Selvi Boylum Al Yazmalım kitabında ne yazmıştı hatırlayalım;

 

''Sevgi neydi?

Coşkun akan dere

Sonbahar rüzgârıyla ürperen yapraklar

Cama vurup dağılan yağmur damlaları

Bir yürek çarpıntısı!

Sonunda coşkun dere durulur

Yapraklar kurur dökülür

yağmur diner güneş çıkardı...

sevgi neydi?

sevgi sahip çıkan dost, sıcak insan eli

insan emeğiydi

sevgi iyilikti…

Sevgi emekti..''

İşte böyle demişti Asya, yani Selvi Boylum Al Yazmalım filmindeki Asya.

karakterine can veren Türkan Şoray.

   

Yazıma son verirken Batman maceranız ne oldu diye soranlara; birkaç ay sürdü. Babam Diyarbakır yanık çarşida Kıtılbıl, Kabi, Tilalo köylülerine nabranı geniş şalvar dikmekten, daha doğrusu onlarla sohbet etmekten hoşlanırdı. Petrol işçilerinin yüzünü bile görmeden TPAO nun binasının alt katında tek düze tulum, iş elbisesi dikmekten hiç hoşlanmadı. Mesaiye kalınca daha da içine kapandı. Bu arada kural gereği “Alkol sağlığa zararlıdır” sloganını iliştirerek şu notu ileteyim. Orada Midyat’ta Süryanilerin yetiştirdiği bağdaki Boğazkere üzümünden yapılmış, fermante olmuş üzüm suyunu yani o yılların ticari adıyla “Tekel Güzelbağ Şarabı” içti. İdari amire şikâyet olunca babamı haklı olarak kapının önüne koydular. Annem kırk yıl babamın başına kalktı. Çocukken artık bu cümleyi ezberledim. “Ne güzel hükmat (hükümet) işi vardi, işyerinde Quzzulkurti (içki) ziftlendi, O şeftrende oni kovdi. Allahvekil, Necma ile Misto senden aklıllıdır.”  Anam bütün müdürlere şef tren derdi. niye şeftren diye sorduğumda; “Ma koskoca buharli treni kaldiri,ondan daha yüksek adam var mi?”

Kamuya açık bir itirafla bu yazıyı bitirelim;

“Batman Petrolun o yıllardaki bekçisi Rıza Amice itiraf ediyem, İdare amirin babamı kastederek bu adamı üstünü ara içeri öyle girsin emrini harfiyen uyguladın, içki sokmasın diye babama yüz vermedin. Terzi Hayrettin’in oğlu askılı kısa pantolonlu, sarı saçlı çocuğu hatırladın mı? Köşede bekler, Sen bekçi kulübende namaza durduğunda ben gümrükten! geçerdim.”  Bu yöntem daha önce yüzyıllar önce Diyarbekir Hançepek Kırıxları tarafından bulunmuş olup,  Dicle nehrinin kenarında ezan vakti ayakkabıların ses çıkarmaması için kaçış bölgesine konulup, Deyaz encüme bölgesinde Zaza Evdonun bahçesinden karpuz yürütme geleneğidir. Siz siz olun iş saatinde namazınızı kazaya bırakın, Beni boş verin, Allah cezamı verecek.

1 - Görsel : Batman Sonsöz gazetesi

2 - Görsel :1970 batman Tren istasyonu Şeref Sayan