Mustafa Akif Tütenk’in yazdıklarına göre olayların başlamasından iki saat sonra çıkan yangının, Şeyh Matar caddesindeki bir boya dükkânından çıktığı belirtildi.

Osmanlı Arşivlerindeki tahkikat raporlarında ise Mardin Kapısı yolu üzerinde bulunan Demirciler çarşından zuhur ettiği belirtilmektedir. 44. Yangın, bir yandan çatışmaların devam etmesi, diğer yandan yağan yağmur ile Ermeni hanelerinden yangını söndürmeye çalışan görevlilerin üzerine silah atılması nedeniyle genişleyerek Samanpazarı, Sakocular, Yenihan, Sipahi pazarı 45, Kürkçüler, Belediye civarı, Hafaflar, Çifteseki, Buğdaypazarı, Kazancılar, Uzunpazar bölgesindeki yüzlerce dükkân, fırın, ticaret ve han binalarını yok etmiştir. 46. Ayrıca kent merkezindeki bir çok cami, tekke, medrese, mektep gibi yaygın ve örgün eğitim kurumları büyük çapta zarar görmüştür.

YANGININ PLANÇOSU

 1 Kasım 1895 Cuma günü Camilere ve Müslümanlara Ermenilerin yaptıkları saldırılar sonrasında, olaylarla eş zamanlı meydana gelen yangınlarda çok sayıda dükkân, atölye, han ve iş yeri büyük ölçüde yanmış ve tahrip olmuştu.

Yangın Katoliklerin Azizler Yortusu’nu kutladıkları ve dolayısıyla dükkânlarını açmadıkları bir günde meydana gelmiştir. Halk arasında ‚Çarşıyı Şeviti‛ (Yanık Çarşı) olarak ifade edilen mekânı içine alan bu yangınlarda çok sayıda dükkân, işyeri ve atölye yanmıştır.

YANGINDAN ETKİLENEN MEKANLAR

Tahkikat Komisyonu’nun hazırladığı fezlekede yangından etkilenen mekânlar şunlardır: Kazancılar Çarşısı, Saman Pazarı, Demirciler Çarşısı, Eski Buğday Pazarı, Mazucular Çarşısı, Attarlar Çarşısı, Pastacılar Çarşısı, Tahtakale Çarşısı, Kunduracılar Çarşısı, Sipahiler Çarşısı, Saraçlar Çarşısı, Abacılar Çarşısı, Neccarlar Çarşısı ve Pineciler Çarşısı, Aynacılar Hanı, Yeni Buğday Pazarı ve Balıkçılarbaşı. Piyade Birinci Bölük’ten Mülazım-ı Evvel Hacı İsmail Ağa, yangının Sipahi Pazarı tarafından Cami’-i Kebir’e ve Sultan Sasa Türbesine doğru ilerlediğini belirtiyor.

Diyarbakır bedesteni içerisinde olan Sipahi Pazarı, Ulu Camii’nin batısında ve Zinciriye Medresesi’nin kuzeyindeydi. Sipahi pazarının çevresinde oturakçı, kahve, sarraç ve barutçu dükkânları vardı.

Ulu Camii tarafına sirayet ettiğini ancak yangının söndürüldüğünü belirtmektedir. Bu şekilde yangının genişlemesini hedefleyen Ermeniler, yangının çok eski bir eser olan Camii-Kebir'e (Ulu Camii) sıçramasına çok gayret etmişlerse de muvaffak olamamışlardı.

Tahkikat Heyeti, Vilayet Defter-i Hakani (Tapu ve Kadastro Müdürlüğü) ve Vergi İdarelerine bir yazı yazarak yangın sırasında, yanan dükkânlar ve sahipleri hakkında bilgi istemiştir. Bu kurumlarca tanzim edilen ve tahkikat dosyasına eklenen belgedeki rakamlar yangının boyutlarının çok büyük olduğunu ortaya koymaktadır.

YANAN DÜKKAN SAYISI

 Buna göre; yanan dükkânların toplamı 878 adet idi. Bunların 677 adedi cami ve mescitlerin vâkfı olan dükkânlar ile Müslümanlara ait yerlerdi. 49. Cami ve mescitlere ait vakıf dükkânları ile Müslüman eşrafa ait olan bu yerlerin kayıtlı kıymet değeri 2.842.000 lira idi. Hıristiyanlara ait yanan dükkân sayısı ise 201 adet olup, bu dükkânların kayıtlı kıymeti ise 1.202.170 lira idi,

50. Sipahiler çarşısı, Çifte Han ve Kitapçılar Çarşısı üçgeni içinde yer alan Ulu Cami ise yanmaktan kurtulmuştur. Aynı üçgen içinde yer alan Bedesten ise ciddi hasar görmüştür.

51. Bu bilginin hemen hemen aynısını İstanbul Sorgu Hâkimi Mehmed Emin, Albay Sadık, Yarbay Abdurrahim Nafiz ve Beyoğlu Sorgu Hâkimi Ohannes Torosyan'dan oluşan tahkikat heyetinin hazırladığı raporda da görmek mümkündür.

52 . 4) Tahkikat Raporunun Değerlendirilmesi Tahkikat Raporunda dikkat çeken bir takım durumlar mevcuttur. Öncelikle ifadesine başvurulan kişilerin tamamına yakını Müslümanlardır. Bunların bir kısmı görevli asker ve personel iken geri kalanı yangına şahit olan kişilerdir. Bu konuda bir takım eksiklilerin olduğu görülmektedir.

Nitekim yangının ilk çıktığı yerde dükkânları yanan beş kişiden sadece Peteraki Efendi ifadesine başvurulurken, Siverekli Şişman Patris, Delioğlan ve nam-ı diğeri Ohannes, Tırpancıyan Artin Efendi, Attar Kiryakos’un ifadesine başvurulmamıştır. Yine ifadelerden anlaşıldığı üzere Müslümanlara karşı silah kullananlardan Serme Herizi Tütülü, Hanot ve damından silah atılan Dikranyanlar ile olay yerinde olduğu belirtilen Beşirili Hana ve Bakkal Bezahçor’un ifadesine başvurulmamıştır.

Elimizdeki yirmi sayfalık fezlekede bu kişilerin ifadelerine neden başvurulmadığına dair herhangi bir bilgi söz konusu değildir. Bu durum şu şekilde yorumlanabilir. Büyük bir ihtimalle bu kişiler meydana gelen olaylarda hayatını kaybetmiştir.

Devam Edecek ( Yangının Meydana Geliş Şekli)