Keçi veya Kiçi Burcu
Keçi Burcu, Mardin Kapısı’nın doğusunda, yontulmuş kaya kütlesinin üzerinde yer alır. Surlardaki burçların en eski ve en büyüğüdür.
Burcun Bizanslılar (395-427) döneminde farklı bir işlevle (Şemsi Tapınağı) olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Doğu Roma (Bizans 395-427) döneminde yaklaşık 100 metre yüksekliğindeki kaya kütlesinin üzerine tapınak olarak inşa edilen ve Şemsiler döneminde tapınak olarak kullanılan Keçi Burcu, Mervaniler döneminde ise Diyarbakır surlarına katıldı.
Yapım tarihi tam olarak bilinmeyen burcun üzerinde 1223 yılında Mervaniler tarafından onarıldığını belirten bir yazıt yer almaktadır. 11 kemerli bu burcun sütun başlıklarında kullanılan formlar Doğu Roma Dönemine ait kullanımları hatırlatması devşirme olarak kullanıldığı düşünülebileceği gibi İslam öncesi döneme ait bir yapı olması da muhtemeldir.
Burç, diğer Dışkale burçlarına göre oldukça sade tutulmuş ve süslemeye büyük oranda yer verilmemiştir. Duvarlarında yer, yer sülüs yazı ve kuş figürü karşımıza çıkmaktadır.
MERVANİLER ONARDI
Zamanla tahrip olan burç, 1030-1038 yıllarında Mervani hükümdarı Ebu Nasır Ahmet tarafından onarılmış yıkılan yerleri yeniden yaptırılmıştır. İki katlı bir düzenleme gösteren burcun alt katı 11 kemerli bir düzenlemeye sahiptir. Yine alt katın batı tarafında dairesel planlı üzeri kubbeli bir yapı bulunmaktadır.
RAHİBE YETİŞTİREN MANASTIRMIYDI?
Sasani hükümdarı Kubad'ın M.S. 502-503 yılında Diyarbakır'ı ele geçirirken Keçi Burcun Maristefanos Kilisesi olduğunu ve Burcun bir dönem manastır olarak kullanıldığını ve burada rahibe yetiştirildiğini iddia edenlerde vardır.
Mardin kapı ve Keçi burcu arasındaki beden duvarları ve burçları Halife Murtezid Billah’ın Diyarbakır’ı ele geçirdikten sonra asilerin barınağı olarak kullanılmasını önlemek amacı ile yıktırdığı bazı kaynaklarda geçer.
Devam edecek (Keçi Burcu Efsanesi