Şehrin kültürel dokusuna katkı sağlayacak bu tarihi yapı, sadece bir sinema salonu değil, aynı zamanda şehrin hafızası ve kimliğidir.
Diyarbakır’ın tarihî ve kültürel mirası, şehrin belleğinde seçkin bir yer tutar. Bu mirasın önemli bir parçası olan Dilan Sineması, Ortadoğu ve Balkanlar’ın en büyük sinema salonu olarak adını duyurmuş, 72 yıllık bir geçmişi temsil eder.
1951 yılında Ermeni mimar Harutyan Sarafyan tarafından inşa edilen bu görkemli bina, o dönemin modern mimari örneklerinden biriydi. 1956 yılında kapılarını açtığında, 2.300 metrekarelik alana sahip olan ve 2.000 koltuk kapasitesiyle bölgenin en büyük sineması olma unvanını taşıyordu. Ayrıca 70 locaya sahip olan salon, bölgede sosyal hayatın önemli bir parçasıydı.
Ne var ki, zaman içinde Dilan Sineması’nın kaderi belirsiz bir hal aldı. 2009 yılında kapanmasıyla birlikte, bu göz alıcı bina 14 yıldır atıl durumda bekliyor. Üzerinde "Satılık" afişi sallanırken, tescil edilmiş bir tarihi yapı olması sebebiyle mahkemelerin kaderini belirleyeceği bir durum ortaya çıktı.
Dilan Sineması’nın sahibi, yapı üzerindeki tescilin kaldırılması için mahkemeye başvurdu. Tescil davasıyla birlikte, belediye de yapıyı kamulaştırarak restore edip kültür-sanat merkezi olarak kullanma kararı aldı. Ancak kamulaştırma süreci de sahiplerin beklentileri ve belediyenin teklifi arasındaki anlaşmazlık nedeniyle konu yargı sürecine taşındı.
Bu durumda Dilan Sineması’nın geleceği, yargının elinde bulunuyor. Binanın geçmişi, açılış fotoğrafları ve o günkü görkemli açılış törenleri, bugünün sessizliğiyle çelişiyor.
Şehrin kültürel dokusuna katkı sağlayacak bu tarihi yapı, sadece bir sinema salonu değil, aynı zamanda şehrin hafızası ve kimliğidir.
Dilan Sineması’nın geleceğiyle ilgili alınacak kararın, Diyarbakır’ın kültürel mirasına ve şehir yaşamına önemli bir etkisi olacaktır.
Umarız ki, bu tarihi yapı, geçmişteki görkemine ve önemine layık bir şekilde restore edilerek, şehre yeniden hayat veren bir merkez haline gelir. Bu da Diyarbakır için önemli bir kazanım olacaktır.