Yerel seçimler şaibelerin pik yaptığı, halkın iradesinin gasp edildiği bir atmosferde yapıldı.

İyi de seçme ve seçilme hakkı demokrasilerde her bireyin en doğal hakkı ise gaspe dayalı bunca hukuksuzluğu kim ve kimler sahneye koyuyor. 

İrade gökten inmiyor. Bireyin, dili, sosyal çevresi ve kültürüyle yoğrularak biçim bulduğu evrensel bir tutum, davranış ve  yaşam biçimidir. 

2004 Yerel seçimleri her türlü entrikaların döndüğü bir ortamda yapılırken insanların sinsi davranışlarının da damga vurduğu bir siyaset cambazlığının ince eleyip sık dokunduğuna benziyor. 

Taşımalı seçmen, kazanılan hakkın rakibe verilmesi insanoğlunun vicdanında onarılmaz yaralar açtığı bir gerçek.

Şırnak, Bitlis, Van ile birçok il ve ilçelerde yapılan haksızlığı kabullenmek şeytanla yol yürümek anlamına geliyor. Özellikle Van’da sahneye konan entrikalar Türk siyasal tarihine damga vuracak ve hafızalardan kolay kolay silinmeyecek. 

Abdullah Zeydan rakibine üç misli fark atarken, birtakım eller halkın iradesine pranga vurmak için adeta yangından mal kaçırır gibi mazbatayı rakibine vermek telaşı içinde hareket etmekten kendilerini alamadılar. Ama tüm demokrasi güçlerinin haklı direnişi karşısında geri adım atmaktan kurtulamadılar.

Halkın iradesine rağmen, ‘’Dediğim dedik, çaldığım düdük’’ demeye kalkarsan heba olursun. Çünkü halkın gücü karşısında bugüne kadar tarih sahnelerinde zafer kazanıldığına tanık olunmamıştır. Halk yücelttiği gibi yerin dibine demir atmanı da sağlar.  

Van’daki hukuksuzluğa karşı ülkenin dört bir tarafında meydanlara inen ve en doğal hakları olan protestoları büyütmenin de etkisiyle, yanlıştan dönüldü. Ancak Kürt illerinin birçoğunda buna benzer haksızlıklar ve hukuksuzluklar devam ediyor.

Mesela Şırnak’ta binlerce taşımalı seçmen yığmak ve halkın iradesine karşı şaibeyle alınan seçimden adil diye söz edilebilinir mi? Ebetteki hayır. Bitlis ve diğer bölgelerde de aynı haksızlık ve hukuksuzluk.

Dillerinden ‘’Millet İradesi’’ diye düşürmedikleri kavram sadece kendileri için mi geçerli. Hayır halk bunu kabul etmiyor/etmedi. Kendi iradesine sahip çıkarak, hakkının gaspına izin vermedi.  

‘’Sen istediğin kadar seçimi al, ben sana bildiğimi yapar, kayyım atarım’’ mantığı da bu seçimlerde tokadı yedi. Halkla kazanamadığın bir şeyi zorla almak, vicdan körelmesinden öte gitmez. 

Akıl istediği kadar vicdanı yanlış yönlendirsin, ama vicdan bir an gelir elinin tersiyle her şeyi bertaraf eder, haklının yanında yer alır. Bu kuşku götürmez bir gerçek.

Artık yeter, Kürt halkı tarih boyunca ‘’Halkların Kardeşliği’’ tezini savunan, kadim bir halk olarak yok sayamazsınız, onları sindiremezsiniz. Onların seçtiği adaylara saygı duyacaksınız, hatta yeri geldiğinde onlarla kol kola girecek ve halk için hizmet etmelerinin kapılarını sonuna kadar açmalısınız. 

Bu kadim topraklar kutsaldır. Halk kutsalına ölümüne sahip çıkar. İrade kutsaldır, dokunma yok olursun der.